Bireyin toplum üzerindeki etkisi kendisinin eÄŸitim düzeyine göre belirlenir. Statü dediÄŸimiz kavram genel olarak eÄŸitimle aynı çizgide ilerler. Tabi toplum bunun ne kadarını dengeler orası farklı bir tartışma konusu. Birey, insanoÄŸlunu hayvanlardan ayıran düşünme özelliÄŸini kullanabilmesinden itibaren farklı duyguları farklı kompozisyonlar halinde yaÅŸar. Bu duygulardan biri eÄŸitim ve iÅŸ hayatında çok kullanılan stres’dir.

     Ã–ÄŸrencilik hayatına baÅŸlayan birey ilk stresini öğrenmesinin test edildiÄŸi sınavlarda verir. Telafili ve telafisiz olarak 2’ye ayrılan sınavlar bireyin eÄŸitim hayatındaki en büyük düşmanlarıdır. Uzmanların sınav stresi olarak adlandırdığı ve öğrencilerin genellikle telafisiz (öss,öys v.b.) sınavlar öncesinde yakalandıkları bu duygu gerektiÄŸinde profesyonel destekle giderilmelidir.

     Sınav stresi olarak adlandırılan bu duygu bireyin sınavdaki baÅŸarısını doÄŸrudan etkiler. Aslında baÅŸarısız olma ihtimalinin doÄŸurduÄŸu bir sonuç olarak karşımıza çıkan sınav stresi sınav sistemlerinin sürekli deÄŸiÅŸmesi nedeni ile sık sık karşımıza çıkıyor... 


     Ä°lköğretim olarak adlandırdığımız ve bireyin sınavla ilk tanıştığı eÄŸitim seviyesinden en üst düzey doktoraya kadar her seviyede bu sınav stresini yaÅŸamak bireyin kaçınılmazıdır. BaÅŸarılı olmak zorunda olmak ile baÅŸarılı olmayı istemek arasındaki fark özellikle telafisiz sınavlar öncesinde bireyde gözle görülür hastalıkları da beraberinde getiriyor. Eminim ki yazımızı okuyan deÄŸerli okurlarımız arasında da bu sınav stresini birçok kere yaÅŸayanlar olmuÅŸtur.  Bireye bu sınavın hayatının ilki ve sonu olmadığının hatırlatılması yararlı olacaktır. Önemli bir konu olduÄŸundan korunma yollarını bir sonraki yazımızda ele alalım.