Temel eğitim; eğitim alan çocuğun, güncel yaşama ayak uydurup, evrensel standartları yakalayabilmesi, topluma faydalı ve toplumu ileriye götürecek bir bireye dönüştürmeyi amaçlar. Amaçlamakla da kalmayıp, bunu bir hedef haline getirebilmesi gerekir. Bu bağlamda, nitelikli bir öğrencinin yetişebilmesi için, nitelikli eğitmenlere ihtiyaç duyulur. Öğrencinin, okuldaki eğitiminde başarıya ulaşmasının temel faktörü başarılı, bilinçli birer ebeveyne sahip olmaktır. Öğrencinin temel eğitim süreci doğduğu andan itibaren başlar, yetişkin olana dek sürer. Ailenin büyük öneminin olduğu bu ilk eğitim basamağı, doğumdan yedi yaşına gelinceye kadar şekil verici özelliğe sahiptir. Yetişkin bir bireyin karakteri hemen, hemen bu yaşlarda biçim alır. Bu evrede ailenin temel görevi; topluma bir insan yetiştirdiğini hatırlamak olmalıdır. Aynı şekilde, ailedeki eğitimine devam eden çocuk, uygun yaşa geldiğinde, aile eğitiminin daha etkili olmasını ve toplum bilincinin oluşmasını sağlayan okul öncesi eğitimine önem verilmelidir.
Eksik eÄŸitimin baÅŸ maddeleri
arasında bilmenin ve öğretmenin arasındaki farkın farkına varmak gerekir.
Kariyerli bir eğitmen ne yazık ki iyi bir eğitmen olamayabiliyor. Bir dalda
uzman olmak demek iyi bir eğitmen olmak anlamına gelmiyor. Eğitimin sorunu ancak
eğitmenlerin eğitilmesiyle giderilebilir. Bugün eğitim fakültelerinden mezun
olan her kişi öğretmen unvanına sahip olabiliyor. Kpss sınavında da en yeterli
bilgiye sahip olanlar ölçülüp öğretmen oluyor. Yani eğitim fakültesi mezunu bir
bireyin, okula girerken bile öğretmen olup, olamayacağı konusu
değerlendirilmiyor, müfredattaki derslerin sınavından geçip, okulu bitiren her
diploma sahibi öğretmen statüsüne erişiyor. Eğitim sorunlarından bahsederken,
eğitimin kalitesini eleştirmeden önce, eğitim verenlerin kalitesini
değerlendirmeye almak şart. Bugün imkânı olan her aile çocuğunu ya özel derse
ya da dershaneye gönderiyor. Bu konuda devletin eğitim organlarının
yetersizliği ortaya çıkıyor. Özel okullardaki öğretmenler, başarıya göre maaş
alırken, devlet organlarındaki öğretmenler başarılı da olsa başarısız da olsa
standart maaşı almaya devam ediyor. Bu da öğretimdeki verimin düşmesine ve
kalitesizleşmesine sebebiyet veriyor. Türkiye’deki yetersiz eğitimden işsiz
olan öğretmenler de kalitesiz eğitim alan öğrenciler de payını alıyor. Eğitim
kurumlarının yeterli seviyeye çıkarılması, eğitime eğitmeni eğitmekten
başlanılması, kaliteli bir eğitim zincirinin oluşturulması kaliteli eğitim için
temel izlenim yolu olmalıdır.