Heider‘in en
kıymetli katkılarından biri kolay bir ikilemdir: bireylerin davranış
biçimlerini –örneğin, bir babanın çocuğuna niçin kızdığını kavramaya çalışırken
iki yüklemeden birisini yapabiliriz. İlk şık içsel
yükleme yapmak,
yani hareketlere içsel sebepler katan bir açıklama getirmektir. O halde babanın
çocuğuna davranışına onunla alakalı bir şeyin yatkınlığı, karakteri, tutum ya
da kişiliği sebep olmuştur. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak, söz konusu
olan babanın ebeveynlik kabiliyetinin zayıf bir noktada olduğuna ve bununla
birlikte çocuğuna uygun olmayan bir yöntemle disiplin vermeye çalıştığını
söyleyebiliriz. Diğer bir yandan da dışsal
yükleme yaparak
babanın karakteri ve hareketlerindeki değil, durumun kendindeki bir şeyin bu
hareketin sebebi olduğunu da kararlaştırabiliriz. Baba çocuğuna bağırdı, zira
çocuk etrafına bakmadan yola fırladı, diye aklımızdan geçirdiğimizde babanın
davranışına dışsa yükleme yapmış oluruz.
Yaptığımız
yükleme çeşidine göre baba ile ilgili izlenimimiz de çok değişik olacaktır.
İçsel yükleme yaptığımızda baba ile alakalı izlenimimiz negatif yöne doğru
olur. Dışsal yükleme yaptığımızda ise onunla alakalı pek çok şey öğrenmiş
olmayız.
Bu
içsel/dışsal yükleme ikililiği en şahsi bölümlerinde de oldukça önemli bir yer
tutar. Hakikaten mutlu, güzel bir evlilik içinde olan karı-kocaların
birbirleriyle alakalı yüklemeleri, mutsuz ve sorunlarla dolu bir evliliklerdeki
karı-kocaların yüklemelerinden farklı olacaktır. Birbirinden memnun eşler birbirlerinin
pozitif hareketleri için içsel yüklemeler (mesela, bana yardımcı oluyor zira o
çok iyi kalpli biri), negatif hareketleri için dışsal yüklemeler (mesela, bugün
çok zıt şeyler söyledi, işte oldukça büyük bir sıkıntı içindeydi.), yapar. Buna
karşın, sorunlu evliliklerdeki eşler bu durumun tam zıttını gösterme eğilimi
içindedirler. Karı-kocaların pozitif davranışları dış sebeplere bağlanırken,
negatif davranışlar ise içsel sebeplere bağlanıyor. Uzak olmayan ilişkilerde
sorunlar ortaya çıktığında eşler arasındaki ikinci yükleme örüntüsü, içinde
bulunulan durumu berbatlaştırıp, ilişkinin yarınını daha da çıkmaza sokmaktan
başka bir şeye yaramaz.
Heider’in mühim
katkılarından biri de içsel yüklemeleri dışsal yüklemelere tercih etmemizi öne
çıkarmasıdır. Her iki yükleme çeşidi de her zaman için imkanlı olmakla beraber, Heider‘e göre, bireylerin davranış sebeplerini gene bireylerin içinde
arama meyili ağır basar. Algısal olarak bireylere yoğunlaşırız, insanları
görürüz ve çoğunlukla fark etmekte ve açıklamakta zorlandığımız durumu es
geçebiliriz.
Fritz
Heider’e göre çoğunlukla bir kişinin davranış sebeplerinin içsel
olduğunu düşünürüz. Bir örnekle açıklayacak olursak, dışarıda bir dilenci
bizlerden para istediği zaman çoğunlukla fakir olmasının kendi suçu, belki de
üşengeç ve ya uyuşturucu bağımlısı birisi olduğunu aklımızdan geçiririz. Ancak
aynı bireyin halini bilebilseydik –belki patronu işten kovduğu için işsiz
kalmıştır ve ya eşinin ilaç masrafları sebebi ile her şeyini sıfırlamıştır.-
farklı bir dışsal yükleme yapmamız olası olabilirdi.