Boşlukları Doldurmak
Bireyler sosyal hayatın doğası
ile ilgili kendilerinden emin olamadıkları zaman boşlukları gidermek için
şemalarına başvururlar. Şema akılsal bir kısa yoldur: ilgilerimiz yeterli
olmadığı zaman bize boşlukları gidermek için ilave veri sağlarlar. Bundan dolayı
da, başka insanları algılamaya çalıştığımızda, çıkış noktası olarak elimizde sadece bir kişiyle alakalı
sayılı gözlem bulunur, ondan sonra şemalarımızı kullanarak anlayışımızı
oluştururuz. Şemalar seri bir biçimde, bireylerin ruh hallerini anlamak amacıyla
günler harcamadan izlenimler kazanmamıza yardımcı olur.
Bu tür bir şema örtük kişilik kuramı şeklinde
adlandırılır ve hangi ayırt edici karakter özelliklerinin birlikte olduğu ile
alakalı fikirlerimizden meydana gelir. Bir bireyin diğer karakteristik
özelliklerini oluşturmak amacı ile bilinen bazı ayırt edici özellikten
faydalanırız. Bu birey kibar biri ise, örtük
kişilik kuramımız yüksek ihtimalle aynı anda eli açık bir birey olduğunu
belirtir; benzer olarak cimri bir kişinin aynı zamanda ters bir kişi olduğunu
da tahmin ederiz. Bununla beraber, şemalara güvenmek bizi yanlış yola da götürebilir.
Bir kişi, hakkında yanlış tahminlere varabiliriz; belki de kullandığımız şema
-ya da stereotip- neticesinde, bu bireyin içinde bulunduğu grubun üyeleri gibi
olduğunu düşünerek stereotipik fikir yürütmeye bile başlayabiliriz.
Kültür ve
Örtük Kişilik Kuramları
Örtük
kişilik kuramlarının gelişmesi için zamana ve tecrübeye ihtiyacı vardır. Her ne
kadar herkes hangi ayırt edici karakter özelliklerinin bir arada olduğu ile
alakalı birkaç kurama sahip olsa da bir hayli birbirine benzer kuramı da başka
insanlarla paylaşırlar. Bunun sebebi örtük kişilik kuramlarının kültür ile çok
yakından ilişkili olmasıdır. Diğer inanışlar gibi, tüm bunlar da toplum içinde
nesilden nesile aktarılır ve bir kültürün örtük kişilik kuramı bir diğer
kültürden çok değişik olabilir. Buna bir örnek verecek olursak örneğin;
Amerikalılar birisini “yardımsever” olarak tanımladığında o kişinin aynı zamanda “samimi” bir kişi
olduğunu da düşünürler; seri bir birey aynı zamanda doğal olarak “tedbirli”
hareket eden birisidir. Bu kültürdeki diğer bir güçlü örtük kişilik kuramı da fiziksel çekim gücü ile ilgilidir. “İyi
olan güzeldir” anlayışına göre fiziksel olarak güzel görünen birisinin aynı
anda farklı birden çok muhteşem özelliği olduğu düşünülür. Çin’deki örtük kişilik kuramı ananevi Çin
özellikleri taşıyan bir bireyi şu şekilde açıklar: Bireyler arasında toplum
içinde ve renqin’ de(ilişkilere odaklanma)
uyum oluşturan ve bu uyumu kollayan birey.
Örtük kişilik kuramları arasında kültüre bağlı değişiklikleri ortaya çıkaran fazlasıyla enteresan bir çalışmadan söz edelim. Bu çalışmada araştıran kişiler kültürlerin karakter tipleri; - yani kolay, üstünde anlaşılan sözel etiketlerle açıklanan birey çeşitleri- ile alakalı değişik düşünceleri olduğunu gördüler.
Sonuç olarak, sözel olmayan hareketlerin kodunu çözmek ve örtük kişilik kuramlarına dayanmak genel olarak otomatiktir; bazı zamanlar bu verileri kullandığımızın bilincinde olmayız.