Türk Silahlı Kuvvetleri, 19 Temmuz 1974 günü Mutlu Barış Harekatı adı verilen operasyon için Kıbrıs'a doğru yola koyuldu ve 20 Temmuz sabahı Kıbrıs'a çıktı.
Hürriyet gazetesinin harekatı duyuran manşeti
Başbakan Bülent Ecevit, bu sırada televizyonda uzun yıllar unutulmayan konuşmasını yapıyordu: “İnsanlığa ve barışa büyük bir hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil, barış için ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz.”
“BİZ ORAYA CANINIZI YAKMAYA DEĞİL, YARDIMA GELDİK”
Başbakan Bülent Ecevit, Rum halkına karşı olumlu mesajlarına devam ediyordu: “Kıbrıs'ta tedhişçiliğin ve diktatörlüğün bütün dehşetini yaşamış olan Rumlara hitap ediyorum. Bu tedhişçilerin ortaya çıkmasına sebep olmuş toplumlararası düşmanlıkları ve çekişmeleri geçmiş günlerin karanlığına gömünüz. Bu zaferi çabuklaştırmak için Türk kardeşlerinizle el ele veriniz. Onlarla birlikte yeni özgür ve mutlu bir Kıbrıs yaratınız. Biz oraya canınızı yakmaya değil, yardıma geldik. Biz orada sizinle dövüşmek için değil, ıstırabınızı dindirmek için bulunuyoruz.” Başbakan Bülent Ecevit'in açıklamaları gayet olumlu ve akılcıydı. EOKA'nın Rumlara bile baskı uyguladığını gayet iyi biliyordu ve Rumlardan da EOKA'ya tepki göstermesini istiyordu.
Türk askeri adaya Mağusa ve Larnaka körfezlerinden girdi. Havadan ise paraşütlerle Türklerin yoğun yaşadığı Lefkoşa'nın kuzey kesimine ve Pınarbaşı'na indi. Harekatın ilk günü yapılan başarılı çıkarmalarla Girne ve çevresi kontrol altına alındı. Adaya Türk askerleri farklı noktalardan çıkmıştı. Hedef, Beşparmak Dağları'nın aşılması ve ardından tüm birliklerin birleşmesiydi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin paraşüt hücumu
“HEDEFLERE VARMADAN DURMAYACAĞIZ”
Harekatın ikinci günü, Birlemiş Milletler 353 sayılı kararla ateşkes çağrısında bulundu. Bülent Ecevit ise ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sisco'ya, “Hedeflere varmadan durmayacağız” mesajını iletti. Ateşkesin ertesi günü Kıbrıs'taki Nikos Sampson yönetimi devrildi. Nikos Sampson'un yerine Klerides geçti.
PAROLA: “AYŞE TATİLE ÇIKSIN”
Ateşkesin ve Kıbrıs'taki yönetimin değişmesinden sonra Cenevre'de barış görüşmeleri başladı. Görüşmelerde Türkiye, ada topraklarının yüzde 34'ünün Türklere verilmesi ve federal bir sisteme dayanan devlet fikrini Rum tarafına iletti. Ancak, bu fikir Rumlar tarafından reddedildi.
Cenevre'de görüşmeler sürerken Kıbrıs'taki Türklere saldırıların devam etmesi ve Rumların anlaşma niyetlerinin olmadığına kanaat getirilmesi üzerine Cenevre'de bulunan Dışişleri Bakanı Turan Güneş, “Ayşe tatile çıksın” parolasını Başbakan Bülent Ecevit'e iletir ve 14 Ağustos'ta ikinci harekat başlar. Yunanistan, NATO'ya harekatı durduramadığı için tepki göstererek NATO'dan ayrıldığını açıkladı.
Harekat sonucunda, 15 Ağustos'ta Lefke ve 16 Ağustos'ta da Magosa ele geçirildi. Türk ve Rum hatları arasında kalan bölge Birleşmiş Milletler Barış Güçleri'nin kontrolüne bırakıldı. İkinci Kıbrıs harekatı sonrasında uluslararası çevreler Türkiye'ye tepki gösterdi.
13 Şubat 1975'de Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. 15 Kasım 1983'de de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bağımsızlık bildirgesi Rauf Denktaş tarafından dünyaya duyuruldu.
Savaştan başka çare bırakmamış Rumlar ne yapsaydık yani:)) Ama en güzeli de bizden hiç böyle bir çıkış beklemiyor olmaları, laf kalabalığı yaptığımızı düşünüyorlardı çünkü:))