Ego, benlik demektir. Benlik ve ben kavramı vardır ve bu insanın kendisini oluşturur. İnsan hayatla iç içedir ve çoğu zaman sorunlarla, sıkıntılarla karşılaşır. Bu gibi durumlar için egomuz kendini savunmak ister ve bunun içinde savunma mekanizmalarını kullanır. Aşağıda yer alanlar savunma mekanizmalarıdır ve bunları örnekler ile açıklamaya çalışalım.
- Yüceltme: Bir çocuğunuz var ve sürekli kavga ediyor diyelim. Bu çocuğunuza ne yaptıysanız onun bunu yapmasını engelleyemediyseniz çocuğunuzu karate kursuna ya da boks yapmaya yönlendirebilirsiniz. Bu şekilde onun bu özelliğini yüceltmiş olursunuz.
- Ödünleme (Telafi): Bir durumu başka bir durumla kapatmak isteğidir. Klasik bir örnek olacak; fakat şu örneği verebiliriz. Bir bayanın oldukça çirkin olduğu düşünülüyor ya da kendisi düşünüyor ve bir türlü evlenemiyor. Bu bayan içinde olduğu durumdan kurtulabilmek için kendisini farklı alanlara verirse buna ödünleme denir.
- Yansıtma: Arkadaşını sevmeyen bir kişinin arkadaşım beni sevmiyor demesi yansıtmadır. İş yerinde herkesin çok hırslı olduğunu söyleyen bir bireyin aslında kendisinin oldukça hırslı olmasıdır.
- Bastırma: Amcanıza borcunuz var ve amcanızın parasını vermek düşüncesini kafanızdan kovmanız bastırmadır.
- Mantığa Bürüme (Bahane Bulma): ‘ ‘ KPSSye giren bir öğrencinin çok çalıştım; fakat güneş olduğu için motivasyonumu kaybettim, zaten sınavda önemli değil özel şirketler daha iyi bence.’’ demesi başarısızlığına bahane bulmak için öne sürdüğü düşüncelerdir.
- Özdeşleşme: Bu savunma mekanizmasında oluşan durum bir şeyden yoksun olan bir bireyin başkasının sahip olduğunu kendisine mal etmesidir. Küçükken bisikleti olmayan birisinin kendi çocuğuna bisiklet alması ve onun öğrenmesini istemesidir.
- Gerileme: Ayşe’nin yeni doğan kardeşini kıskanması sonucunda altını ıslatma durumunun oluşmasıdır.
- Yadsıma (İnkar): Bu ego savunma mekanizmasında olan durum ise, bir bireyin istemediği ve kabullenmediği durumu reddetmesidir. Örneğin; annesinin öldüğünü duyan bir çocuğun ‘’Annem ölmedi.’’ demesidir.
- Saplanma: İsminden de anlaşılacağı gibi saplantı haline getirmektir. Örnek olarak, 18 yaşında bir kızın babasının küçükken almış olduğu ayıcık olmadan uyumaması verilebilir.
- Yer – Yön değiştirme: Birçok insan tarafından kullanılmaktadır. Özellikle hiyerarşinin bulunduğu bir yerde çalışan insanlarda. Örnek olarak, demir – çelik fabrikasında çalışan bir mühendis şefinden azar işitir ve o an eşi arar. Eşine bağırır söylediğini bile dinlemez belki de; çünkü mühendis şefine bağıramamıştır ve yer değiştirme yapmış eşine bağırmıştır.
- Polyannacılık: Kötü durumda bile iyi bir şeyler bulmaya çalışmaktır. Olaylara her zaman iyimser bakabilme durumudur.
- Hayal Kurma: Yaşadığı her olayı olabilecek ama ulaşamadığı bir hayalle süsleyebilme mekanizmasıdır.
- Entellektüelleştirme: Var olan bir duruma entelektüel bir bakış açısıyla bakma durumudur. Örneğin; kimseyle iyi ilişkiler kuramayan bir bireye özel günlerin anlamsız gelmesi ve bunu da insanlara para harcatmak konusunda kurulan oyunlar olarak nitelendirmesidir.
- Çarpıtma: Örnek olarak sigara bağımlısı bir bireyin sigarayı daha çok kardeşinin içtiğini söylemesidir.
- Özgecilik: Farklı insanların mutluluğu için her şeyinden vazgeçme mekanizmasıdır. Örneğin; bir adamın tüm malvarlığını bir okul yapımı için bağışlamasıdır.
Bu mekanizmalar farklı insanlarda farklı şekillerde bulunmaktadır. Hepsi bir bireyde bulunur ya da bulunması gerekir denilemez. Bazı bireylerde çok, bazı bireylerde ise az bulunmaktadır.
yazıdan çıkan sonuç: benim egom tavan yapmış durumda:)))
Ya gerçekten özel günler, hiç değilse bazıları anlamsız geliyorsa? Kimseyi inandıramıyoruz işte, bana, bana özel olmayan tüm günler gereksiz geliyor. İşini bilen erkek olur olmaz zamanlarda çıkar partnerinin karşısına bir sürprizle, ne oldu dersiniz, içimden geldi demesi yeter…