Bu konuyu belli ayrıntılarla,
uzun uzadıya anlatmadan önce öğrenme, çalışma ve bunların yöntemleriyle ilgili
daha öncelikli bir konuyu açmakta fayda var. Geleneksel eğitim-öğretim
metotlarında, bugüne kıyasla çok daha düz bir yaklaşımla öğrenciye eğitim verilirdi.
Yani öğretmenler ve müfredat, bir sınıftaki öğrencileri bir bütün olarak kabul
eder ve bazı istisnai öğrenciler dışında öğrencilerle tek tek ilgilenme yoluna
pek gitmezlerdi.
Fakat deÄŸiÅŸen zaman ve psikoloji,
bilim, felsefe, eÄŸitim bilimi gibi disiplinlerin geliÅŸmesinden sonra ortaya
çıkan yeni yaklaşımlar, her bireyin ve dolayısıyla her öğrencinin kendi
karakteri, zekası ve psikolojisine uygun, özel bir eğitim ve çalışma yöntemi
olduğu gerçeğini ortaya çıkardı. Dolayısıyla, bu yazıda birazdan bahsedeceğimiz
verimli çalışmanın yolları ile ilgili konular, bu istisnai ve bireysel
yaklaşımların ötesinde, daha genel-geçer ifadeleri içerecektir. Bu genel-geçer
ifadeler dışında artık hemen her okulda veya dershanede, öğrencilerin kişilik
ve zeka yapılarına göre bireysel öğrenme metotlarının belirlendiğini ve bu
sayede daha sağlıklı bir çalışmanın gerçekleştiğini söylemek gerek.
Çalışmanın nihai amacını bilmek
ve ona odaklanmak, onun birinci adımı olmalıdır. Çünkü gerçek bir çalışma,
sorun ya da problem odaklı değil çözüm odaklıdır. Belli bir hedefin olması, bu
hedef için gereken yolun çizilmesi, düzenli bir çalışmaya girmeden önce gereken
motivasyonu da sağlar ve hemen ardından şu yöntemlerin gelmesini daha sağlıklı
ve kolay kılar:
- Planlı Olmak Şart: Kişinin bir günlük hayatının akışına göre
günlük, haftalık ya da aylık olarak belirleyeceği bir plan yapması önemlidir.
Zamanlara, saatlere ayrılmış ve sadık kalınmış bir plan, çalışmayla ilgili tüm
sıkıntıların kolayca çözülebileceği önemli bir aşamadır. Çünkü öğrenci, yaptığı
plana sadık kaldıkça günlerin ve saatlerin aslında o kadar da kısa olmadığını
görmekle birlikte, daha da önemlisi çok uzun ve çalışmak yerine belli saatlere
sığdırılmış sistemli ve düzenli çalışmanın çok daha faydalı olduğunu
görebilecektir.
- Doğru Çalışma Zamanı: Çalışma saatlerinin uzunluğu, kısalığı ya da
periyotlarından ziyade daha önemli olan bir başka konu da çalışma saatinin
doğru ayarlanmasıdır. Yapılan araştırmalardan sonra, her bireyin özel bir
öğrenme zamanı olduğu anlaşılmıştır. Zihnin çalışma prensibine ve
alışkanlıklarına göre bazı öğrenciler sabahın erken saatlerinde, bazıları gün
içinde daha iyi konsantre olabilirken bazıları da gece öğrenmelerini daha kolay
başarabilmektedir. Bu nedenle bireyin kendi kararıyla birlikte bir uzman
yardımıyla belirlenecek verimli bir saatte çalışmak en iyisi olacaktır.
- Çalışma Alanının Belirlenmesi: Rutin çalışma planı yapıldı. Uygun
ve sağlıklı çalışma saatleri ile süresi belirlendi. Şimdi ise geriye en az
diğerleri kadar önemli olan bir başka unsur kaldı: Çalışma yerinin
belirlenmesi. Diğer unsurlar gibi, kişiden kişiye değişebilen uygun çalışma
yerleri, bazıları için evin sıradan bir köşesi ya da yalnız bir çalışma
masasıyken, bazıları da özenle dekore edilmiş bir kütüphaneyi, kafe ortamını ya
da yatağını tercih edebilmektedir. Bu yüzden yine kişinin kendi kararı ya da
bir uzman desteği ile uygun çalışma alanlarının belirlenmesi, ideal bir çalışma
düzeni için önemlilik arz eder.
- Konuya Yoğunlaşma: Artık yeriniz, zamanınız ve süreniz belli. Çalışırken
sizi iyi hissettirecek bir çay, kahve ya da meyve suyunu da aldığınıza göre
zaman, çalışma zamanı. Öğrencilerin birçoğunun, öğrenme yöntemleriyle ilgili en
büyük sorunu, yoğunlaşamama, dikkatsizlik ya da dağınıklıktır. Bu, çalışma
düzenine en çok zarar veren unsurlardan biridir. Bu yüzden çalışmaya oturmadan
önce, dikkat dağıtabilecek bütün dış etkenler ortadan kaldırılmalı, bütün
ihtiyaçlar görülmeli, çalışma esnasında kafaya takılabilecek bütün konular
çözülmelidir. Ancak bu sayede temiz ve sakin bir zihinle masaya oturabilen
öğrenci, konuya yeterince odaklanarak ideal ve sağlıklı bir çalışma
gerçekleştirebilir.
İdeal çalışma, yukarıda
bahsettiğimiz dış şartların oluşturulmasına bağlı olduğu kadar zihinsel anlamda
da bazı iç şartlar gerektirir. Bu zihinsel şartların sağlanabilmesi için
öncelikle gerçekleştirilmesi gereken dış şartlardan bahsettik. Bunlar dışında
bir de zihinsel faktörler vardır ki bunlar da ayrı bir yazının konusudur.