Kültürel değerlerin korunmasında ve yaşatılmasında halk geleneğinin önemi büyüktür.
Halkın görüş ve düşüncelerini ifade eden türküler, maniler
zaman içerisin de çalgılar ile desteklenmiş ve bu gelenek yüzyıllar boyunca da
devam etmiştir. Tüm Türk yurtlarında saz ve bağlama çeşitli sıfatlar ile
anılmasına rağmen işlevinin aynı olması bakımından Türk Kültürüne ve geleneğine
önemli katkılarda bulunulmasını sağlamıştır. Ağacın ham halinden telli bir
çalgıya dönüşen süreçte insanların en yakın dostları olan sazlar, yeri gelmiş
düğünlerde kullanılmış yeri gelmiş ağıtlarda. Aşık Veysel en yakın dostu olan
sazı için, “Ben gidersem sazım sen kal dünyada, Gizli sırlarımı aşikar etme, Lal
osun dillerin söyleme yada,
Garip bülbül gibi ah-u zar etme” demiş ve sazın geleneğimiz deki önemine dikkat
çekmiştir.
Türkiye’de en çok kullanılan telli çalgı hangisidir
denildiğinde akla ilk gelen bağlama olmuştur. Yörelerin özelliklerine göre
değişen bu müzik aletleri Divan Sazı, Bozuk, Çöğür, Kopuz, Cura, Tambura,
Irızva gibi isimlerle de anılır.
Bağlama yani Saz, tekne, göğüs ve sap olmak üzere üç ana
katmanın bir araya gelmesiyle oluşur. Tekne kısmını yapmak için ustalar genel
de Dut ağacını kullanır. Dut’un dışın da ardıç, kestane, ceviz, gürgen gibi
ağaçların da kullandığı görülmüştür. Göğüs kısmı ladin ağacından sap kısmı ise
Gürgen ağacından meydana gelir.
Sap kısmının en uzak noktasında olan ve tellerin
bağlanmasına yarayan parçaya Burgu adı verilir. Bağlamanın akort ayarları
Burgular ile yapılır. Yine sap kısmı üzerine misina ile bağlanmış perdeler
bulunmaktadır. Bağlama mızrap ile
çalınır, fakat kimi yörelerimiz de mızrap kullanılmadığı bunun yerine parmakla
çalındığı görülmektedir. İşte bu çalma stiline ise “Şelpe” adı verilmektedir.
Şelpe aynı zaman da ustalık isteyen bir çalım şeklidir.
Normal saz çalmasını bilen bir kişi şelpe tekniği ile sazı çalamadığı
görülmüştür. Hem yetenek hem de teknik anlamında hazır olmanız şelpe atmanıza
yardımcı olacaktır.
ŞELPE TEKNİĞİ NEDİR
Kendi arasında çok fazla çeşiti ve özelliği bulunan şelpe
tekniğinde temel unsur elin bütün tellere yukarıdan aşağı ve aşağıdan yukarı
vurulması gibi iki temel fonksiyon üzerine kurulmuştur. Vuruş, ifade ve tını
olarak farklı anlayışta karşımıza çıkar. Bu da kendi arasında ki teknik ve
özellikleri belirten simgelerdir.
Yukarıdan aşağı doğru yapılan vuruşların iki çeşit olduğu bilinir. Bunlardan
birincisi başparmak haricin de diğer dört parmağın yukarıdan aşağıya doğru
bütün tellere vurmasıyla gerçekleşir. Diğer teknik ise serçe parmak, yüzük
parmağı, orta parmak ve işaret parmağının sıralı halde vurulmasıyla
gerçekleşir. Bu işlem hızlı ve periyodik bir şekilde yapılmalıdır.
Alevi Bektaşi geleneklerinde yaygın olarak kullanılan şelpe
tekniğinin en güzel örneklerini yine Alevi Bektaşi geleneği ile kavrulmuş
yörelerde sıkça görmek mümkündür.
Yine şelpe de görülen ritim hareketleri vardır. Bu
hareketlerden bir tanesi şelpe atarken sazın göğsüne parmakla vurulması ile
ortaya çıkan sestir. Bu özellik yine hemen hemen Anadolu’nun her noktasında
görülebilmektedir.
Bu uygulama da önce
orta parmak sonrada işaret parmağı olmak üzere, iki parmak peşpeşe ve hızla
göğse vurularak el aşağıda açık konuma getirilir.