Suzanne Collins’ in aynı adlı romanından uyarlanan “Açlık Oyunları” [Hunger Games] ABD’de gösterime girdiği haftasonunda 155 milyon dolarlık ilk üç gün hasılatıyla Harry Potter’ın son filmi ve Kara Şövalye ’den [Dark Knight] sonra gelmiş geçmiş tüm filmler arasında üçüncü sıraya kuruldu. Yönetmen koltuğunda Gary Ross'un, başrollerinde Jennifer Lawrence ile Josh Hutcherson'un oynadığı film ülkemizde 23 Mart’ta vizyona girdi.
Kahramanımız, Katniss adında 16 yaşında bir kız. Panem isimli ülkenin 12.mıntıkasından, mıntıkada ki herkes gibi açlık içinde yaşıyor. Mıntıkalar elektrikli tellerle çevrili ve hiç kimse kendi mıntıkasını terk edemiyor. 74 yıl önce başkent Capitol’un galibiyeti ve 13. Mıntıkanın yok edilmesiyle sona eren iç savaşı hatırlatmak ve yeni ayaklanmalara gözdağı vermek için her sene Açlık Oyunları adı verilen bir turnuva düzenleniyor. Turnuva her mıntıkadan 12-18 yaşlarında bir kız, bir de oğlan kurayla katılmak zorunda olduğu toplam 24 kişiden oluşuyor. Katılımcılara ‘haraç’ denilen bu yarışma Capitol’de her tarafı gizli kameralarla çevrili, bütün koşulları oyun kurucular tarafından kontrol edilebilen bir arenada yapılıyor.24 haraç yarışmadan önce birkaç günlük eğitimin ardından arenaya çıkartılıyor ve bir kişi hayatta kalıncaya kadar oyun bitmiyor. Haraçlar susuzluk, soğuk, zehirli otlar, vahşi hayvanlar ve açlık gibi zor koşulları bir tarafa, asıl savaş, birbirlerini öldürmek zorunda kalmaları ile başlıyor.
Filmin hedef kitlesi genç/yetişkin olduğundan yüksek şiddet içeren sahneler oldukça kansız gösterilmeye çalışılmış. Kitaptaki bazı karakterler filmde yok, ya da bazı olaylar kitaptan farklı anlatılmış [Peeta ve yanmış ekmek hikâyesi]. Film; içleri boş olan, görsel efektleri bol, yüksek gişeli filmlere nazaran daha iyi bir hikâye anlatıyor. Eğer kitabı okuduysanız memnun olmayacağınız birkaç yer olacaktır. Filmin bir uyarlama olduğunu göz önünde bulundurarak beklentinizi biraz aşağı çekerseniz filmden büyük keyif alırsınız.
