Uzun bir süredir “sınır çatışması” şeklinde süren İran ile Irak arasındaki gerginlik 22 Eylül 1980 günü Irak'ın saldırısıyla savaşa dönüştü. Irak orduları, Mehran, Ahvaz, Susangerd ve Hürremşehir'den İran topraklarına girdi. Güney bölgesinde Irak ordusu, İran'ın yaklaşık 100 kilometre içerisine kadar ilerledi; Kasr-ı Şirin ve Mehran bölgelerini ele geçirdi. Ancak Irak ordusu, Ahvaz ve Abadan'da İran ordusunun güçlü direnişiyle karşılaştı. Hava üstünlüğünü elinde bulunduran Irak, İran'ın Tahran, Tebriz ve Ahvaz'daki havaalanlarını da bombaladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 23 Eylül 1980'de ateşkes çağrısında bulundu. Ancak iki ülkede bu çağrıya uymadı. Ardından 28 Eylül 1980 günü bir ateşkes çağrısında daha bulundu, ama yine çağrı karşılıksız kaldı. İki ülkede savaşı sürdürmekte kararlıydı.
Cephede 13 yaşındaki bir çocuk…
“ABD BU SAVAŞTA TARAF TUTMAYACAKTIR.”
Humeyni yaptığı açıklamada, saldırılardan Irak halkının değil, ABD'nin paralı askeri Saddam'ın sorumlu olduğunu belirtti. ABD Başkanı Jimmy Carter ise, “ABD bu savaşta taraf tutmayacaktır” açıklamasını yaptı. Bu açıklamalar yapılırken Irak'a Ürdün'den iyi haber geliyordu. Ürdün, Irak'ı destekleme kararı almıştı.
İran, 23 Eylül'de karşı atağa geçerek Irak'ta bulunan Bağdat, Musul, Kut ve Basra havaalanlarını bombaladı. Bu bombalama sırasında sivil halk da zarar görmüştü. Yaklaşık 20 sivil vatandaş hayatını kaybetti. İran, Irak'ın hava saldırılarına karşı karartma uygulaması başlatarak çözüm yolu buldu. Ancak, Irak hava kuvvetleri saldırılarına yine de devam ediyordu. Savaşın üçüncü günü Irak, İran'ın tüm sınır karakollarını ele geçirdi.
FİDEL CASTRO, YASER ARAFAT VE MUAMMER KADDAFİ'DEN ÇAĞRI
Küba lideri Fidel Castro ateşkesin sağlanması için girişimde bulundu. Dışişleri Bakanı İsidoro Malmierca'yı iki ülke yetkilileriyle görüşmesi için bölgeye gönderdi. Bunun dışında Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat da girişimlerde bulundu. Libya lideri Muammer Kaddafi, iki ülke liderinden de savaşa son vermelerini ve Müslüman kanı akıtmamalarını istedi. Ancak, tüm bu çabalar savaşı durdurmaya yetmedi.
IRAK ATEŞKES İLAN EDİYOR
Beklenen ateşkes kararı Ekim ayında Saddam Hüseyin'den geldi. Saddam Hüseyin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin çağrısına uydu ve tek taraflı ateşkes ilan etti. Fakat Irak'ın bu girişimi karşılıksız kaldı. İran ateşkes ilan etmeyerek savaşa devam etti.
OLOF PALME DE DEVREDE
Birleşmiş Milletler, Kasım ayında İsveç eski başbakanlarından Olof Palme'yi iki ülke arasında ateşkes sağlaması için görevlendirdi. Ancak Palme'nin girişimi de diğerleri gibi sonuçsuz kaldı.
İRAN TAARRUZU
1980 yılının son günlerinde bu sefer İran karşı taarruza geçti ve Marivan bölgesini ele geçirdi. İran taaruzu, 1981 başlarına kadar sürdü. İran birlikleri Hürremşehir'e bir taarruz düzenlediler, ancak başarılı olamadılar. İran'ın Hürremşehir'i Irak'tan geri alması 1982 yılında gerçekleşti.
İran, Saddam Hüseyin'in beklemediği bir şekilde “dişli” çıkmıştı. Saddam Hüseyin, Haziran'da yeniden tek taraflı ateşkes ilan etti. İran ise bu ateşkesi yine karşılıksız bıraktı. Irak'a karşı “Ramazan Harekatı”nı başlatarak büyük bir çıkarma yaptı. Irak topraklarının bir bölümünü ele geçirdiler. 1983'de Irak topraklarına yine “Şafak Harekatı” adını verdiği bir taarruzda bulundu. Fakat taarruzlar kalıcı etki gösteremedi. 1988'de İran birlikleri Irak topraklarından çekilmek zorunda kaldı.
Gün geçtikçe sivil kayıpları daha da artıyordu. İki ülkede karşılıklı olarak taarruzlarda bulunuyor; savaşın dengesi sık sık değişiyordu.
SAVAŞIN SONLANMASI İÇİN YAPILAN GİRİŞİMLER
Savaşın sonlanması için birçok kesim girişimlerde bulundu. Mesela Suudi Arabistan, ateşkes ilan etmesi için İran'a para teklifinde bulundu. Ancak İran kabul etmedi ve daha fazla para istedi. BM Güvenlik Konseyi, ateşkes çağrılarını sık sık yineledi. 12 Temmuz 1982 ve 4 Ekim 1982'de tekrardan ateşkes çağrısında bulundu. Son olarak da 20 Temmuz 1987'de bir ateşkes çağrısında bulundu. Bu ateşkes çağrısına Irak olumlu cevap verdi. İran da gecikmeli de olsa 20 Temmuz 1988'de ateşkes kararı aldı. 20 Ağustos 1988 günü ise ateşkes yürürlüğe girdi. BM Güvenlik Konseyi, 9 Ağustos 1988'de bölgeye aralarında 20 Türk askerinin de olduğu 350 kişilik bir barış kuvveti yolladı.
Savaş, 7 yıl 11 ay sürmüştü. Ve sonucunda bir milyon insan hayatını kaybetmiş, milyarca dolar ise savrulup gitmişti. Bu ülkelere en karşıt ülkeler bile sattığı silahlar sonucunda önemli gelirler kazanmıştı. Ayrıca, iki ülke savaş giderlerini karşılayabilmek için daha fazla petrol satmak istedi. Bunun için daha ucuzdan petrol sattı. Bu, pek çok ülke için çok önemli bir ekonomik avantaj sağlamıştı…