Hititler çivi yazısında sözcükleri hecelere ayırıyordu. Bununla birlikte hiyeroglif yazılarında da aynı şekilde heceleme sistemi görülürken aynı zamanda eski usul olarak bir kelimeyi bir figürün sembolize etmesi biçimi de halen devam etmekteydi.
Hitit Dilinin Çözülmesi
En
önemli Hitit merkezi olan, başkent Hattuşaş’ta yani Boğazköy’de 1. Dünya Savaşı
öncesinde yapılan arkeolojik kazı çalışmaları sırasında ele geçen yazılı
tabletler ile ilk olarak çek bir dil bilimcisi olan B. Hrozny Hitit dili ile
alakalı bir çalışma yayımladı. Bu çalışmada Hitit grameri ile ilgili bir takım
bilgilerin yanı sıra bu dilin kesin olarak Hint – Avrupa dil ailesine mensup
olduğunu söyledi. Daha sonra bu
çalışmayı takip eden birçok çalışma oldu. Ferdinand Sommer ise 1930 yılına
kadar yaptığı çalışmaları bir kitap haline getirerek, Hititçeyi belirli bir
ölçüde çözer. Daha sonra ise bu çalışmadan yararlanan tarihçiler ve arkeologlar
Hitit tarihi ile alakalı birçok bilinmeyeni çözmeye başlarlar.
Hitit Hiyeroglifleri’nin çözümü üzerine yapılan ilk çalışmalar 20. Yüzyılın hemen başlarında başlamıştır. O günden günümüze kadar hemen hemen bütün resimli yazılar toparlanmış olsa da, günümüzde halen Hitit Hiyeroglifleri tam anlamıyla çözülmüş değildir. Ancak yine de bu yazı ile alakalı bir takım bilgilere sahibiz.
Hitit Hiyeroglifleri daha çok Orta Anadolu ile Anadolu’nun güney kesimlerinde kullanılmıştır. Bununla birlikte ilerleyen dönemlerde Anadolu’nun batısına kadar ilerlemiştir. Bu yazı türünün daha çok halk ile olan iletişim için kullanıldığı düşünülmektedir. Zira tek bir kelimenin bir figür veya şekil ile temsil edildiği hiyeroglif yazısı, daha karmaşık olan çivi yazısına göre oldukça kolay okunuyordu.
Bu yazının kökeni ise Luviler tarafından icat edilen hiyeroglif yazısı olması muhtemeldir. Hitit hiyeroglifleri Girit hiyeroglifleri ile de oldukça büyük benzerlikler göstermektedir. Günümüzdeki çalışmalar oldukça umut vericidir. Çünkü Karatepe’de, hem hiyeroglif hem çivi yazısı hem de Fenike yazısı ile yazılmış olmasından dolayı çeviriler yapılmaya başlanmıştır. Zira bir metin, birkaç dilde yazılıyorsa, eğer bu dillerden birisi biliniyor ise diğer dillerin çözümü yapılabilmektedir. Bu tarz iki dil ile yazılmış yazıtlara bilingual yazıtlar, üç dille yazılmış yazıtlara ise tringual yazıtlar denmektedir.