- Kısa boylu ve zayıf bir geç, yanında duran uzun boylu ve iri yapılı arkadaşına dönerek, “Ben senin yerinde olsaydım dünya ağır siklet boks şampiyonu olurdum” der.
- Arkadaşı cevap verir, “Seni dünya hafif siklet boks şampiyonu olmaktan alıkoyan ne?“
Bu küçük söylevden çıkarılacak ders, bizden daha iyi durumdaki insanların şartlarına özenip, onların yerinde olsaydık neler yapacağımızı düşünmek yerine şu anda bulunduğumuz yerde, sahip olduğumuz imkanlar doğrultusunda neler yapabileceğimizi, şartları nasıl daha iyi bir hale getireceğimizi ve nasıl daha fazla yol alacağımızı düşünmemiz gerektiğidir.
“Şu olsaydım şunu yapardım”
“Şunun kadar param olsaydı bende iş hayatında başarılı olurdum”
“Şunun güzelliği bende olsa bende iyi bir oyuncu olabilirdim”
Eğer bu tarz bir düşünceye sahip iseniz hayata 1-0 geride
başladığınızı belirtmekte fayda var. Çünkü kendi sahip olduğumuz değerlere göre
hayatımıza yön veremiyorsak ve başkalarının parasına, düşüncesine ya da
güzelliğine hayranlık duyuyorsak hayatı hep başkalarına göre yaşamış olacağız.
Hayranlık duymak elbette iyidir ama bu hayranlık bir yaşam felsefesine
dönüşmediği sürece. Örneğin, "Sabancı’nın parası bende olsa bende iş hayatında
başarılı olur onlarca şirketin başında olurdum.” demeyin. Eğer sabancı sizin gibi
düşünseydi o da sizin gibi birisi olurdu. “Türkiye’de Oxford var da biz mi
gitmedik.” gibi bir düşünce insanın duygularını köreltmekten başka hiçbir işe
yaramaz. Hiçbir değere ya da niteliğe sahip olmayabilirsiniz ama bunca engele
rağmen yapmanız gerekenleri yapabilmelisiniz.
“Vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!”
(M.Kemal Atatürk / Gençliğe Hitabe)