Evet o kutudan bahsediyorum, birçok kişinin sürekli ismini duyduğu ve ne anlama geldiğini bilmediği kutu. Pandora da çok merak etmişti o kutuyu. Dayanamadı ve açtı içini. Sonra neler mi oldu? Evvela, önce neler oldu onlara bakalım.
Pandora Yunan mitolojisinde dünyadaki ilk kadını temsil eder. Zeus, oğlu Hephaestus'a su ve toprak kullanarak kadını yaratmasını emreder. Hephaestus sanatçı kabiliyeti ile kadına şeklini verir. Sonra Aphrodite kadına güzelliğini, Apollo müzik kabiliyetini vermiştir. Sonra da Hermes ona “Tanrıların armağanı” anlamına gelen Pandora ismini verir. Rivayete göre Prometheus tanrılardan ateşi çaldıktan sonra, Zeus ondan intikam almak istemiştir. Bu niyetle Pandora'yı Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a göndermiştir. Pandora'nın yanında hiçbir şekilde açmaması gerektiği tembihlenmiş olan çok güzel bir kutu vardır. Prometheus olacakları önceden görmüş ve kardeşini uyarmıştır. Ancak Epimetheus Pandora'nın eşsiz güzelliğini görünce her şeyi unutur ve Pandora'yla evlenirler. Tanrıların bahşetmiş olduğu merakına daha fazla karşı koyamayan Pandora elindeki kutuyu açar. Ne kadar kötülük varsa bu kutunun içinden hızla dünyaya yayılmaya başlar. Kıskançlık, nefret, kin, hastalıklar, açlık, savaş, ahlaksızlık ve daha bir sürü kötülük… Pandora kutuyu kapatmaya çalışsa da artık çok geçtir, bütün kötülükler dünyaya saçılmıştır. Son bir hamle ile kutuyu kapatan Pandora umudun kutunun içinde kalmasına yol açar. Bütün bu kötülüklerin yanında insanlığa bir rahatlatıcı, bir çıkar yol olması için konmuş umut kutunun içinde kalmış olur. Yani bunun anlamı, bütün kötülüklerin karşısında insanların içlerinde kalan, sahip oldukları tek şeyin umut olduğudur. Umut insanlara kötülüklere karşı direnç katar, dayanma gücü verir.
Pandora'nın kutusunun hikayesi bu şekilde anlatılagelmiş bin yıllardır. Tabi buradan çıkarılabilecek epeyce sonuç var. Dünyaya kötülüğün kadın suretinde gönderilmiş olması ve kötülüklerin kadınla ilişkilendirilmesi de bunlardan bir tanesi. Zeus insanlığa ceza vermek için Pandora'yı yani “kadın”ı yaratmıştır ve bütün kötülükler dünyaya onun elinden saçılmıştır. “Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü.” sözünün de buradan geldiğini düşünmüşümdür hep. Zira bu kadar iç içe olan kültürlerin birbirlerinden etkilenmemeleri söz konusu değil. Ortadoğu toplumlarında kadına karşı bu şekilde bir tutum olmasına karşın Yunan kültüründe bu kadın düşmanı tavır Homeros ile sona ermiştir.
Bugün “Pandora'nın kutusunu açmak” deyimi geri dönüşü olmayan bir şekilde kötülüklere yol açmak olarak kullanılıyor. Hesoidos tarafından aktarılan bu efsane Nietzsche tarafından da başka bir biçimde yorumlanmıştır. Nietzsche, umudun kutunun içinde kalmasının insanlığın eziyetini daha da arttırmak için Zeus tarafından planlandığını ve Pandora'ya kutuyu kapattıranın Zeus olduğunu söyler: “Zeus, öteki kötülüklerden de fazlasıyla eziyet çeken insanın yaşamı kestirip atmamasını, hep yeni eziyetler çekmeye devam etmesini istemişti. Bunun için insanlara umudu verdi: Aslında kötülüklerin en kötüsüdür umut, çünkü insanın çektiği eziyeti uzatır.”
Pandora'nın kutusunu açmamanız dileğiyle…
Nietzsche bu yüzden Nietzsche işte, hiç kimsenin bakmadığı noktaları bulup dan diye söylemiş zamanında hayat hakkında. Haksız da denebilir, karamsar da bulunabilir, çok haklı da denebilir bu söz üzerine…