Türklerin
denizcilikle tanışması, Orta Asya'dan Anadolu'ya göç etmesiyle
gerçekleşti. Bundan önce, Orta Asya'nın coğrafi özelliklerinden
dolayı denizcilikle ilgili herhangi bir çalışmaları ve
birikimleri yoktu. Dünya milletleri, Türklerin bu tecrübesizlikle
denizlerde gelişme sağlamasına pek ihtimal vermiyordu.
Osmanlı'dan önce Anadolu'da kurulan devletler, denizciliğin
önemini kavramış ve bu sebeple de denizciliğe büyük önem vermişlerdi. Osmanlı'nın denizcilik alanında önünde yararlanacağı önemli bir birikim mevcuttu. Bu birikimlerden olabildiğince yararlanmasını da bildi.
Türklerde denizcilik alanında ilk gelişmeler, Selçuklular ile
başladı. 1.Alaeddin Keykubat'ın Alanya'da ve Sinop'ta tersane
inşa ettirmesi, denizciliğe olan ilginin Osmanlı'dan da önce var
olduğunu gösteren bir delildir. Selçuklulardan başka Anadolu'daki beyliklerden; Aydınoğulları, Menteşeoğulları,
Saruhanoğulları ve Karesioğulları da coğrafi konumları
sebebiyle denizcilikle ilgiliydiler.
Denizcilik
alanında üstün bir konumda olan Karesioğulları'nın, 1345
yılında Osmanlı topraklarına katılması deniz gücü açısından
önemli bir kazanım oldu. Karesioğulları'nın halihazırdaki
donanması Osmanlı kuvvetlerine katıldı. Bu donanma, bir süre sonra gerçekleştirilecek olan Rumeli'ye geçişte Osmanlı'ya büyük yarar sağladı.
Osmanlı'yı
denizlerde güçlendiren etken sadece Karesioğulları'nın alınması
değildi. Orhan Bey'in bu tarihten önce -1327 yılında- Karamürsel'deki ilk Osmanlı tersanesini kurması da çok önemliydi.
Orhan Bey, kurduğu bu donanmanın başına Karamürsel Alp'i
getirdi. Karamürsel Alp, bu donanmanın yapımında ve
faaliyete geçmesinde büyük katkı sağlamıştı. Bu donanmanın
ardından, 1350 yılında Edincik'te üs kuruldu. Bu
donanmalar küçük de olsa önemliydi.
İlerleyen
süreçte, güçlü bir donanmaya sahip Saruhanoğulları,
Menteşeoğulları ve Aydınoğulları gibi beyliklerin de alınması
Osmanlı donanmasının gücünü iyice arttırdı.
Osmanlı'nın
ilk büyük ve kapsamlı donanmasını ise Yıldırım Bayezid kurdu.
Yıldırım Bayezid, bu donanmayı, 1390 yılında Gelibolu'da inşa
etti. Burada yeni savaş gemileri yapıldı. Gelibolu, stratejik bir
öneme de sahipti. Buradan boğazların geçişi de denetim altına
alınabilecekti.
Osmanlı
donanmasındaki bu gelişme, Fatih Sultan Mehmet dönemiyle birlikte büyük bir sıçrama yaptı. Bu dönemde, Ege ve Akdeniz'de üstünlük kuruldu. Ayrıca, Fatih Sultan Mehmet'in
İstanbul'un fethinde 400 parçalık donanmaya sahip olması bu gücü
apaçık ortaya koyuyor.
Bu
bahsettiğimiz 15. yüzyılda, denizlerdeki güçleri
ile nam salmış iki devlet vardı; Cenevizliler ve Venedikliler.
Osmanlı, bu ülkelerdeki denizcilik faaliyetlerinden çokça
yararlandı. Örneğin; gemi teknolojisinde Venediklileri izledi.
2. Bayezid
devrinde bazı korsanlar Osmanlı donanmasına katıldı. Yine bu
devirde, donanmadaki altyapı çalışmaları hız
kazandı. Ve belki de en önemlisi, gemilerde ateşli silah ilk defa
bu dönemde kullanıldı.
Osmanlı
donanması, en parlak dönemini 16. yüzyılda Kanuni döneminde
yaşadı. Bu dönemde Osmanlı donanması, Akdeniz'e tamamen egemen
oldu.
17.yüzyıldan
sonra ise Osmanlı donanmasının gücü zayıfladı.
Özellikle de Çeşme, Navarin ve Sinop'ta donanmaların yakılması
donanmanın gücünü oldukça zayıflattı.
KAPTAN-I DERYA VE LEVEND KİMDİR?
Osmanlı'da
donanma gücünün başındaki kişiye Kaptan-ı Derya denirdi.
Kaptan-ı Derya, Divan-ı Hümayun'da da yer alırdı. Donanmadaki
askerlere ise Levend denirdi.
DONANMANIN KATILDIÄžI SAVAÅžLAR
Preveze Deniz Savaşı
Hint Deniz Savaşı
Cerbe Deniz Savaşı
İstanbul'un Fethi
İnebahtı Deniz Savaşı
Trablusgarp'ın, Tunus'un alınması
Kıbrıs'ın ve Rodos'un fethi
Osmanlı Devleti'nden yardım isteyen Fransa Kralı 1. Fransuva'nın imdadına da Osmanlı donanması yetişmişti. Kanuni, Barboros Hayreddin Paşa'yı görevlendirmiş ve Nis kalesi donanma gücüyle alınmıştı.