Toplumbilimde çatışmacı yaklaşım daha çok birbirine zıt ideolojiler üzerinde durmuştur. Bu kuramın temelini Marksizm oluşturur. Marx, sanayileşme başladığında kırdan kente
çalışmak için göç eden işçiler üzerinde araştırmalar yapmıştır. Çok zor şartlar
altında ve çok ucuza çalışan işçilerin ortalama ömürlerinin kısa olduğunu
gözlemlemiştir. Bunun üzerine daha ayrıntılı bir çalışma yaparak toplumları
tarihsel gelişim süreci içerisinde ele almış ve sınıf çatışmasının bu sürece
hâkim olduğunu keşfetmiştir. Tarih boyunca azınlığı oluşturan burjuva, üretim
araçlarına sahipken çoğunluğu oluşturan işçi sınıfı sömürülmüştür. Charles
Wright Mills de kendi çatışmacı yaklaşımında çıkar ilişkileri üzerinde durmuş,
gücü elinde tutan üç kurumdan yani hükümet, askeri güçler ve büyük şirketlerden
bahsetmiştir. Bütün kararları bu üç kurumdan oluşan iktidar seçkinleri
almaktadır ve temel amaçları toplumlararası çatışma yaratmaktır. Böylelikle
insanlığı yıkıma götüren bir silahlanma yaşanacaktır.
Çatışmacı yaklaşımın temelini
Marksizm oluşturuyorsa da Marksist olmayan kuramcılar da vardır. Örneğin Ralf
Dahrendorf bir ilişkide otorite varsa çatışmanın da olacağını savunur.
Otoriteyi elinde bulunduran kendisine uyulmasını bekledikçe buna karşılık
direnişle karşılaşacaktır. Lewis Coser da yakın ilişkilerde paylaşımların
değişmesi veya görev ve sorumlulukların paylaşılamaması durumunda çatışma
ortaya çıkabileceğini ileri sürer.
Marksizm yapısalcı bir yaklaşım
olduğuna göre çatışmacı yaklaşım da yapısalcı özellikler taşır ve aile
üzerindeki incelemeleri tarihsel süreç içerisinde değerlendirir. Örneğin boşanma konusuna bakıldığında
geçmişten bugüne değişikliklerin payı olduğu görülmektedir. Önceleri kadının
görevi evdeki erkeklere (baba, ağabey, erkek kardeş, eş) hizmet etmekteyken
günümüzde kadın da iş hayatına atılmış olarak artık bu görevlere karşı çıkmaya
başlamıştır. Güç dengelerinde yaşanan bu değişiklikler de boşanma oranını
arttırmıştır. Aynı şekilde aile yapısındaki değişimleri, kadın-erkek
ilişkilerindeki farklılıkları görebilmek için çatışmacı yaklaşım
kullanılabilmektedir.
Ayrıca
çatışmacı yaklaşıma göre ailenin görevi çocuklarına iş sahibi olabilecekleri
bir eğitim vermektir. Fakat bu genellikle ucuz bir iş gücüdür ve kapitalizmin
devam etmesini saÄŸlar. Zaten ailenin belirleyici unsurunun kapitalizm olduÄŸunu
savunurlar ve bu nedenle de eleÅŸtirilmektedirler.
Benzer Konular
toplumsal araştırmalar enstitüsü, eleştirel teori
sosyoloji, aile sosyolojisi
aile, aile sosyolojisi
georg lukacs, batı marksizmi
antonio gramsci, batı marksizmi