Sosyolojide en çok kullanılan
yaklaşımlardan biri yapısal
işlevselciliktir. Bu yaklaşımın kurucusu olan Talcott Parsons toplumu alt
sistemlere ayırmıştır. Bu sistemler birbirleriyle ilişki içerisindedir. Alt
sistemlerin yani yapıyı oluşturan parçaların ortak amacı toplumu bir arada
tutmak ve korumaktır. Sembolik etkileşimciler bireye vurgu yaparken işlevselciler
yapı kavramından bahsetmiş ve onu ön planda tutmuştur. İşlevselcilik üzerine
görüş geliştiren birçok isim vardır fakat bunların en önemlisi Emile
Durkheim’dır. Durkheim’ın görüşleri yapı ve işlev ilişkisine dayanır. Eğer
yapıyı oluşturan alt sistemler işlevlerini yerine getiriyorsa normal,
getiremiyorsa anormaldir. İşlevlerin yerine getirilmesi alt sistemlerin uyumunu
sağlamaktadır.
Yapı dediğimiz toplumun
parçalarından biri hatta en önemli ögesi ailedir.
Diğer yaklaşımlarda olduğu gibi işlevselcilere göre de toplumda yaşanan
değişiklikler aile yapısını etkilemiştir çünkü işlevlerinde de bir değişim
olmuÅŸtur.
Endüstrileşme yaşanmadan önce geçim
sağlama görevi aile üyeleri arasında paylaşılmaktaydı. Genellikle tarım
alanlarında anne, baba ve çocuk beraber çalışırken sanayileşmeyle birlikte bu
paylaşım ortadan kalktı. Ekonomik işlev daha çok baba üzerine düşmeye başladı.
Ayrıca aile üyeleri daha önce evde ve işte sürekli beraberken sanayileşmeden
sonra iş hayatı ayrı ortamda gerçekleşmeye başladı ve bu da aile üyeleri arasındaki
bağların gevşemesine sebep oldu.
Sanayileşme öncesinde ailenin
işlevlerinden biri çocukların sosyalleşmesini sağlamaktı. Sanayileşmeden sonra
bu görevi devlet üstlenmiş eğitimi zorunlu hale getirerek okullarda çocukların
sosyalleşmesi sağlanmıştır.
Aile yapısında geniş aileden
çekirdek aileye dönüşen bir değişim yaşanmıştır. Ayrıca çok çocuklu ailelerin
yerini en fazla üç çocuk sahibi olmayı tercih eden aileler almıştır. Önceleri
dede, anneanne, babaanne gibi yaşlıların bakımını aile üyeleri üstlenirken
günümüzde bu işlev huzur evi, bakım evi gibi kurumlara bırakılmıştır.
Sanayileşme sonrası toplumda
ekonomik anlamda gelişmeler yaşanmış, ailelerin gelir düzeyi yükselmiştir.
Bunun sonucu olarak ailelerin boş zaman değerlendirme anlayışlarında da farklılıklar
yaşanmıştır. Ortak paylaşımların yerini aile üyelerinin bireysel olarak tercih
ettikleri eğlence merkezleri almıştır. Örneğin bir zamanlar ülkemizde özellikle
bayramlarda aileler bir araya gelirken günümüzde bu alışkanlık ortadan kalkmaya
başlamıştır. Artık aile üyeleri tatilleri fırsat bilerek kendi eğlence
anlayışlarına göre bir yerlere gitmektedir.
Görüldüğü üzere sosyolojik kuramsal
yaklaşımlardan biri olan işlevselcilik, toplumun temeli olan aileyi incelemek,
ailede yaşanan değişimleri anlayabilmek için kullanılabilmekte, aile
sosyolojisinin de önemli yaklaşımlarından biri haline gelmektedir.
Benzer Konular
türk aile, türk aile yapısı
aile ve birey, ailenin birey üzerindeki etkileri
geniş aile, çekirdek aile
ailede eÄŸitim
aile ve eğitim, çocuk gelişim
aile içi şiddet, namus ve aile içi şiddet
kadın, kadının kapitlasit düzendeki yeri
sosyalleÅŸme, aile
aile hekimliği nedir, aile hekimliği ana bilim dalı
windows, windows 8