Daha önce açıklamış olduğumuz otomatik düşünme türlerinin
dünyanın diğer yerlerinde bulunan insanlar içinde geçerli olduğu ya da bazı
kültürde diğerlerine göre daha yaygın olup olmadığı merak edilen bir konudur. Sosyal psikologlar da sosyal biliş üzerindeki etkileri her
geçen gün daha fazla merak ederek araştırmışlardır.
Hemen
hemen bütün insanları dünyayı anlamak için şemaları
kullansa da şemaların içeriği yaşadığımız kültürden etkilenmektedir. Hiç
şüphesiz içinde yaşadığımız kültür şemalarımızın da önemli bir kaynağıdır.
Şemalar kültürel etkilerin kendini gösterdiği önemli alanlardan biridir. İçinde
bulunduğumuz kültür aynı zamanda bize dünyayı anlama ve yorumlama biçimlerimizi
etkileyen zihinsel yapılar
kazandırmaktadır. Kültürümüzden öğrendiğimiz şemalar dünyayı algılama ve
anımsama şeklimizi güçlü bir şekilde etkilemektedir.
Bir
başka açıdan baktığımız zaman kültür, sosyal bilişi temel açılardan da inceler.
Genel olarak bilinen bir örneği yineleyecek olursak, insan zihni sosyal dünya
ile düşünmemize ve bu dünyada hareket etmemize yardım eden araçlarla dolu bir
alet çantası gibidir. Herkes içindeki bu aletleri kullanabilir, ancak hangi
aleti kullanacağımıza içinde yetiştiğimiz kültürün etkisi fazladır. Eviniz de
vida değil de çivi varsa elinizde bir tornavida da olsa bu pek bir işinize
yaramayacaktır. Şunu tekrar belirtmemizde fayda var sanırım. Kültür düşünme
biçimlerinin hepsini değil bilinç dışı düşünme veya şemaları kullanma gibi tüm
insanlarda gözlemlenen otomatik düşünme biçimlerini inceler.
Psikolog
Richard Nisbett ve meslektaşları
Batı kültüründe yetişen insanlarda genellikle çözümleyici düşünme tarzı olduğunu, yani bunun anlamı ise
çevrelerindeki bağlamı göz önüne almadan nesnelerin özelliklerine
odaklandıklarını ortaya çıkarmıştır. Buna karşın Doğu Asya düşünme tarzında
etkilenen insanlarda ise bütüncül
düşünme tarzı daha çok görülmektedir. Yani genel bağlama, özellikle de
nesneler arasındaki ilişkilere daha çok odaklanırlar.
Yine de
şu duruma da değinmeden geçmemek gerekiyor diye düşünüyorum. İnsanların
eylemlerini bilinçli olarak denetlediklerini zannetmesi, bunun illa ki böyle
olduğunu göstermez. Psikolog Daniel Wagner’e göre insanların eylemlerini
bilinçli bir istemle kontrol ettiğini sanması bir yanılsamadan, eylemlerimizi
aslında otomatik düşünmemiz ya da dış çevre kontrol ediyorken kapıldığımız boş
bir duygudan ibaret olabilir.
Her türlü kopukluğa rağmen, bilinçli ve kontrollü düşünme bazen denetimi ele alıp davranışlarımızı etkileyebilir. Bu durum ise bazen iyi, bazense daha kötü yönde sonuçlar ortaya çıkarabilir.