ya ümitsizsiniz
ya da ümit sizsiniz.
ya çaresizsiniz
ya da çare sizsiniz.
Bu sözü
hayatınızda bir kez bile olsa mutlaka görmüşsünüzdür ya da duymuşsunuzdur.
Belki okuduğunuz bir dergide, belki bir kitapta görmüşsünüzdür. Belki de sizi
motive etmek isteyen bir öğretmeninizden ya da size inanan bir arkadaşınızdan
duymuş olabilirsiniz. Behçet Necatigil’in
olan bu söz anlatmaktadır her düşüncenin bireyde hayat bulacağını. Kötü düşünce
de iyi düşünce de ancak kişinin içinde ve kişinin isteğiyle oluşur. Ümitsizlik
de oluşabilecek düşüncelerden birisidir. Bu kavram çok farklıdır ve insanın
yaptığı işlerden soğumasına hatta kendinden bile soğumasına neden olabilecek
güce sahiptir. ‘’Ümit insanı yaşatır, yeis ( ümitsizlik ) insanı öldürür.’’ Bu
sözle ne anlatılmak istendiği daha iyi aktarılmaya çalışılmıştır.
Ãœmidi olmayan
insan karamsardır, hayattan zevk almaz ve kendine güven adına herhangi bir şeye
sahip değildir. Aynı zamanda ümitsizlik yaşayan insanlar çok sağlıklı bir
şekilde düşünemez ve kendileri, gelecekleri ve yakınları için doğru kararlar
veremezler.
ÃœmitsizliÄŸi
sınavlar açısından ele alalım. YGS ve LYS’ye hazırlanan ve denemelerden çok
kötü alan, ümitsizliğin pençesine düşmüş bir öğrenciyi incelemeye çalışalım. Bu
öğrenci çalışmıştır, çabalamıştır; fakat sınav sonuçları istediği yönde
gitmiyorsa yavaş yavaş ümidini kaybedebilir. Diyelim ki birinci başarısızlığı
kaldırabilir, ikici başarısızlığı kaldırabilir, üçüncüyü kaldırabilir. Peki ya sonra?
Sonrasında olacak şey bu başarısızlıklar nedeniyle ümitsizlik yaşaması ve bunun
neticesinde de kötü bir kavram olan öğrenilmiş çaresizliği öğrenmesidir.
Öğrenilmiş çaresizlik eşittir ben zaten yapamıyorum demektir ve yapamamayı
kabul etmektir. Öğrenilmiş çaresizliği anlatan bir örnek paylaşmak istiyorum.
Sirkleri hepimiz biliyoruz. Sirklerde birçok hayvan bulunur ve bu hayvanlardan
en büyüğü fillerdir. Sirkler çadırlardan oluşur, bazı zamanlarda günü birlik
kurulur ve çok çok sağlam olmayabilir betonarme bir yapıya göre ve herhangi bir
olaydan etkilenme durumları oldukça yüksektir. Bu olaylardan bir tanesi sirk
yangınlarıdır ve sirk yangınlarından en çok etkilenen hayvanlar fillerdir.
Filler o büyük cüsselerine rağmen yangında çıkmayı akıl edemez ve yangınlarda yanıp
ölürler. Nedeni ise filler öğrenilmiş çaresizliği en iyi öğrenen
hayvanlardandır. Filler küçükken eğitilirler ve bu eğitim esnasında kalın bir
ip ile sıkı sıkıya bağlanırlar. Filler kurtulmayı bir dener, iki dener, üç
dener ve daha sonra ipten kurtulamayacaklarını, kaçamayacaklarını anlarlar.
İşte bu file iyice öğretildikten sonra filler büyür, yetişirler ve incecik bir
iple bağlarlar onları sirkte; fakat filler kaçmazlar yangın çıksa dahi.
Öğrenilmiş çaresizliği öğrenmişlerdir bir kez ve bunun üstesinden gelemezler.
Yangında yanarak can verirler. İşte
verdiğimiz örneğe de bakarsak öğrenilmiş çaresizlik çok kötü ve tehlikelidir.
Bir insanın buna düşmemesi gerekiyor. Neden mi? Çünkü insan diyoruz, insan her
zaman umuttur. Bizi başka şeylerden ayıran en mükemmel özelliğimizdir insan
olmamız. İçimizde ne kadar ümit yeşertirsek ancak o kadar mutlu oluruz.
Umudumuzu kaybettiğimiz anda bir bakmışız bizde çökmeye yüz tutmuşuz. YGS ve
LYS sınavına girecek olan birey bu olayın üstesinden kendisi gelemiyor ve
başarısızım etiketini kendine yapıştırıyorsa ona destek verilmelidir. Ancak
dışarıdan gelebilecek güçlü bir destek onu iyi edecektir. Bu öğrenci için
yapılabilecek birkaç iyilik:
Yukarıdaki adımlar
sadece birkaç küçük öneridir. Bunlar bireylere göre geliştirilerek
sunulmalıdır; çünkü her birey farklıdır. Genellemeler her bireye uymayabilir.
Ümitsizlikle baş etmek hayatı çok güzel yönde etkileyecektir. Bu konuda
başarılar…