Gebelikte Yeterli Beslenme ve Dengeli Beslenmenin Önemi :
Gebelikte beslenme anne ve çocuğun sağlığı için çok önemli bir etmendir. Gebelik süresinde anne vücudu fizyolojik olarak sürekli değişikliklere uğrar ve bazı yeni ihtiyaçlar ortaya çıkar. Gebeliğin ilk aylarında anne adayında sindirim ve emilme epeyce bozulabilir. Gebelik ilerledikçe çeşitli besinlere gereksinim artar. Gerek insanlarda gerekse hayvanlar üzerinde son yıllarda yapılan araştırmalar, gebelikte kusurlu ve eksik bir beslenmenin anne ve fötüs üzerinde zararlı etkileri olduğunu ortaya koymuştur.
Yeterli olmayan bir beslenme sonucu aşağıdaki durumlar ortaya çıkabilir:
1 – Erken doğum, ölü doğum, neonatal dönemde ölüm.
2 – Doğuştan anomaliler.
3 – Zamanında doğdukları halde doğum ağırlığı ve boyu eksik bebekler.
Koyunlar üzerinde yapılan bir araştırmada gebe koyunlardan bir kısmı normal beslenmiş, bir kısmı ise miktarca az ve besin değeri düşük besinlerle beslenilmiştir. İkinci gruptan doğan kuzuların ötekilere kıyasla ağırlıkları %50 düşük, karaciğerleri de ağırlık bakımından normalin altında bulunmuştur.
Sonuç olarak yapılan gözlemler, annenin beslenme şeklinin fötüsün sağlığı yönünden çok önemli olduğunu ortaya koymuştur. Fötüs anne için parazit değildir, anne çok az ve yetersiz de beslense fötüs kendi yararına onun her şeyini çekip almaz. Erken doğum sosyoekonomik durumu düşük aile gruplarında daha sık görülür. Bazende aileler varlıklı oldukları halde kötü beslenme alışkanlıkları nedeniyle diyetleri protein, vitaminler ve mineraller yönünden eksiktir.
Hayvanlarda doğum öncesi eksik beslenme üzerinde yapılan araştırmalar, insanlarda gebelikteki yeterli ve dengeli bir beslenmenin, fötüsü bazı doğmalık anomalilerden koruyan bir çevre faktörü olduğunu kabul ettirmiştir.
Bütün bunlar gösteriyor ki annelerin doğumdan sonra süt verme dönemlerinde beslenme konusunda Ana Çocuk Sağlığında eğitilmeleri gerekmektedir. Eğer gebelikten önce anne uzun süre kötü beslenmişse, gebeliğin ilk günlerinden itibaren yeterli bir beslenmeye alınması gerekir. Beslenmesi normal annelerde zaten özel bir diyet uygulamaya gerek kalmaz. İyi bir gebelik diyetinde amaç vücut ağırlığını fazla arttırmamaktır. Bütün gebelik süresinde 8-9 kg.dan fazla ağırlık artışı olmamalıdır. Fazla kilo almakla gebeliğin en tehlikeli komplikasyonu olan toksemia'nın görülme sıklığı artar.
Gebelikte Kalori İhtiyacı :
Gebelikte genel kalori ihtiyacından çok protein, mineral ve vitaminlere olan ihtiyaç artar. Kalori ihtiyacı hiçbir zaman gebelikten önceki ihtiyacın yaklaşık %20'sinden daha fazla değildir. Üstelik kadınların çoğunun aktivitesi gebelikte çok azalır. Bu nedenle iyi seçilmiş 2000-3000 kalorilik bir diyet ihtiyacı karşılar. Normalde iştahlı olan kadınlar bu diyete uyabilmek için belki de yiyeceklerini kısıtlamak zorunda kalacaklardır.
Hastanın diyeti bulantı ve kusmaların görüldüğü ilk 3 ay farklıdır. Kusma ile klor kaybı olduğundan tuzlu yemesinde bir sakında yoktur. Genellikle az yağlı ızgara etler, kuru yemekler tavsiye edilir.
Halk arasında gebelere iki canlı olduğu için daima iki kat fazlası yemesi tavsiye edilir, oysa bu çok yanlıştır. Doğacak çocuğun vücudunun yapı taşları anne vücudu tarafından yapılacaktır, bu taşların kaynağı anne kanıdır. Fakat gebe vücudunun bu aşırı çalışmasına karşın enerji sağlayan besin maddelerine ihtiyaç pek fazla değildir. Gebe organizma, artan enerji ihtiyacı karşısında özel ayarlama mekanizması ile enerji kaybını belirli ölçüde tutar, onun için bu dönemde çok yüksek kalorili bir diyetin gereği yoktur. Uygulanması gereken diyet, normal işlerini yapan ortalama 60 kg. ağırlığında bir ev kadınının optimal ihtiyacı karşılayacak kalori değerinde olmalıdır. Ölçüsüz beslenmenin daima zararı vardır.
Gebeliğin ilk aylarında birçok araştırmacının fikrine göre yüksek kalori diyet gerekmez, normal işlerini yapan ortalama 60 kg. ağırlığında bir ev kadını için günde 2300 ve 2500 kalorilik bir diyet yeterlidir.
Gebelikte endokrin sistemle ilgili değişiklikler nedeniyle metabolizmada %20'ye yakın artma olabilir.
Gebelerde enerji en fazla karbonhidratlar tarafından sağlanır. Normal bir gebelikte kan şekeri normal sınırın hafif atlında bulunur. Son aylara doğru da kan proteinlerinde özellikle yeteri kadar beslenmeyenler de hafif düşüklük olabilir.
Gebelere verilecek diyette günde kalori ihtiyacının %20'si yağlardan sağlanmalı, ancak bu yağ miktarı normalde alınan miktardan fazla olmamalı fakat yağda eriyen vitaminlerin emilmesi yönünden alt sınırın altında olmamalıdır.
Gebelikte uygulanan iyi hesaplanmış diyete karşın ayda bir kg. dan fazla ağırlık artışı oluyorsa ekmek, şeker ve yağlar kısıtlanır, ağırlık artışı ayda 1.kg dan azsa ilaveler yapılır.
Gebelikte Yasak Yiyecekler :
Bu dönemde ağır hamur tatlıları, fazla börek, pilav, makarna, ödem varsa tuz, yağlı ve baharatlı yiyecekler yenilmemelidir.
Gebelikte Protein, Vitamin ve Mineral İhtiyacı :
Gebeliğin 2. yarısında tavsiye edilen günlük protein miktarı, normal erişkin için günlük gereksinme olarak gösterilen kg/gr protein miktarına göre 20 gr. daha fazladır. Yani yaklaşık olarak günde 75-85 gr. protein alınmalıdır. Gebelerde protein anne ve fötüs için çok önemlidir. Protein konusunda yapılan çalışmalar göstermiştir ki gebe kadın fötüs için fazla miktarda protein depo eder. Protein depolanması gebeliğin 8.haftasında başlayarak sonuna kadar sürer. Fötüsün protein gereksinimi son aylarda çok artar. Anne ayrıca doğum ve lohusalıkta, süt verirken büyük miktarda azot kaybeder.
Proteinin yeteri kadar alınmasının doğan çocuğun vücut ağırlığı ve boyu üzerinde ki olumlu etkisi kesinlikle bilinmektedir.
İnsan sağlığı için gerekli olan 13 mineral saptanmıştır. Bunlardan demir, kalsiyum, fosfor gebelikte alınması gereken en önemli minerallerdir.
Bu dönemde ayrıca askorbik asit yani C vitamini ile A ve D vitaminlerine de ihtiyaç vardır. Düşük proteinli bir diyette kalsiyum, fosfor, demir, riboflavin ve diğer B kompleks vitaminleri de düşük olur. Aslında bunlar gebelik döneminde önerilen miktarda alınan besinlerde yeteri kadar bulunmamaktadır. Bu nedenle, gebelik süresince bunları gerektiği kadar kapsayan hazır preparatlar alınmalıdır. Bütün bu konuların saptanması için anne adayının doğum hekiminin yanı sıra iç hastalıkları uzmanı tarafından da kontrol edilmesi gereklidir.
Beslenmede ki Eksikliklerin Fötüse Etkileri :
Fötüs, kendisi için gerekli besin maddelerini anne karnından alır. Fötüsün bu maddeler bakımından sıkıntılı bir duruma düşmesi, ancak eksikliklerinde fötüsde gelişme geriliği görülür.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Viyana'da açlık hüküm sürerken doğan çocukların kilolarının düşük olduğu dikkat çekmiştir. Vitamin eksikliğinde fötüsde gelişme geriliği görülür.
Farelere A vitamini eksik besinler verilerek kseroftalmi gösterilmiştir. Organ oluşması döneminde vitamin eksiklikleri zararlı etkiler yapar. Gebe domuzlarda A vitamini eksik besinler verildiğinde abortuslar, kseroftalmi kıllanmada eksiklik, tavşan dudağı, böbrek anomalileri, damak fissüleri ekstremite eksiklikleri gösteren yavrular doğduğu görülmüştür.
B¹ vitamininden çok yoksun beslenen bazı annelerde düşükler, yeni doğan kaybı, ödemler ve felçler görülmüştür. D avitaminozu fötal raşitizm vakaları yayınlamıştır.
E vitamini eksikliklerinde düşükler görülür. C vitamini eksikliğinde skorbütlü vak'a yayını olmamakla beraber, anneleri yeterli C vitamini almayan çocuklarda skorbüte meyil görülmüştür.
Genellikle annenin demir ihtiyacı da artar ve dikkat edilmezse kolayca anemiye gider. Genellikle fötüs kendi kan yapımı için anneden demir çeker, ayrıca gebelikte artan kan volümüne paralel olarak hemoglobin artmaz, sonuç olarak kanda hemoglobin düzeyi düşer ve eğer gebe daha önce bir gebelik geçirmiş ya da doğum yapmışsa zaten kansız olan annede hemoglobin çok alt sınırlara kadar inebilir. Kansızlık ve enfeksiyon el ele geldiğinde anne çok sık hasta olabilir.
Gebe kadına günde 10 mg. demir önerilmektedir. 100 cc lik bir kan kaybı 50 mg. demir karşılığıdır. Gebelikte fötal doku yapımı için 1000 mg. demir harcanır.
Annelerin günlük besin gereksinimine ek olarak 500 mg. son aylarda ise 1 gram kalsiyum alması önerilmektedir. Fötüs bunu kemik ve dişlerin oluşumu için harcar. Fötüsün 30 gr. kadar kalsiyum depo ettiği bilinmektedir. Anne besinlerle yeterli oranda kalsiyum almazsa bu ihtiyacının önemli bir kısmını anne iskeletinden çeker ve gebelik osteomalasisine yol açar.
Gebe bir kadının günde 1000 U A vitamini, 50 mg. C vitamini, 400 ünite D vitamini, 1,8-2,3 mg. Thiamin, 1-4 mg. riboflavin, 3 mg. niacin'e ihtiyacı vardır.
Gebelikte artan besin ihtiyaçları nedeniyle normal günlük menüye 1/2 kg. süt, meyve suyu veya karşılığı meyve, 1 porsiyon et veya balık eklenebilir. Sütün arzu edilmediği durumlarda yoğurt, sütlaç ve muhallebi yenilebilir.
Gebelikte Yeterli ve Dengeli Beslenmenin Anne Sağlığına Etkileri :
Gebelerin yüksek proteinli besinlere gereksinimleri vardır. Özellikle son aylarda bu gereksinim şiddetle artar. Bunun nedeni, doğuma yakın fötüsün kendi vücudunda protein depolaması artmaktadır. İyi hazırlanmış, yeterli ve dengeli bir diyetle beslenen gebelerin bulaşıcı hastalıklara karşı dirençleri fazladır. Kolayca kansızlık ortaya çıkmaz. Gebelik komplikasyonları (Gebelikte ortaya çıkan bozukluklar) önlenir. Beslenme eksiklikleri ile ilgili ruhsal bozukluklar, düşükler gebelik toksemisi (zehirlenmesi) görülmez. Vitamin yetersizlikleri görülmez. Sağlıklı, iyi bakılmış ve dengeli beslenmiş bir annenin doğumu kolay ve arızasız olur. Doğum sonrası yaşama uyumu kolaylaşır, doğum sonu enfeksiyonlara karşı da daha dirençli olur.
Doğumdan Sonra ve Süt Vermede Anne Beslenmesi :
Doğum sonu anne beslenmesi için proteinden zengin bir diyet gereklidir. Doğum sırasında kaybettiği kanla, vücudundan aynı zamanda protein kaybetmiş olur. Diyete ayrıca vitaminler ve demir yeterli oranda eklenmelidir.
Süt veren bir anne verdiği süt oranında vücudundan enerji kaybedecektir. İlk haftalar günde yaklaşık olarak 600-800 kalori enerji kaybolur, daha sonra bu miktar verilen sütle beraber artabilir. Süt veren annenin diyeti süt oluşumu ve salgılanmasına yardım edecek yeterli kaloriyi kapsamalı ve içinde vitamin, mineraller de bulunmalıdır. Diyet annenin aşırı ağırlık kayıp veya kazanmasını engelleyecek ve gerekli aktivitesini sağlayacak nitelikte olmalıdır. Süt çok yararlı olmakla beraber, diğer besinlerin alınmamasını önleyecek kadar fazla verilmemelidir. Annenin süte karşı alerjisi varsa süt verilmemeli, sütten alması gereken kalsiyumu diyetine eklemelidir. (Günde 1 gram).