Toplumun uzun bir zaman içerisinde gelişip, kök salmasına doğru orantıyla aynı şekilde köklü, dallı, budaklı toplum sorunları meydana gelmektedir. Toplum olabilmek ne denli zor ise, zor ve uzun zaman almış bu sürecin sorunlarını da çözmek için profesyonellik gerekmektedir. Ustaca bir bakışı açısı ve problem çözücü bir anlayışa sahip olunmadan bu sorunları çözmek imkansızdır.
Toplum mimarlarının çeşitli yerlerden nemalanması ve bu sorunları göz ardı etmesiyle sorunlar çığ gibi büyüyecek, içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Her ne kadar toplumun içinde bulunduğu durum kimi gruplar için huzur verici, kimi gruplar için huzursuz olsa da toplumun genel refahı düşünülerek hareket etmek, toplumun uzun süre birbirine saygılı bir biçimde yaşayabilmesi için kaçınılmaz gerçektir. Toplum, içerisinde taşıdığı farklı kültürler sayesinde varlığını koruyup geliştiğinden, toplumun alt kültürünü oluşturan diğer eleştirel bakış açılarına da göz atmak gereklidir.
Eleştirel düşünceleri bünyesinde barındırmayan, gözlerini kapayan toplumda, zamanla kopmalar, karşıtlıklar ve zararlı derecede ideolojik sınıflar oluşur. Bu tez ve antitezlerin çözümünde çevrenin makro ve mikro yerleşik topluluklarına, kültürlerine, bölgesel ekonomik imkanlara dikkat çekilmeli, bu maddeleri rehber alarak, tezleri göz önünden geçirilmelidir. Toplum sorunlarına ilintili olarak, etnik, ekonomik, sınıfsal ve bunun benzeri sorunlara panzehir bulmak adına, bu sorunların çıktığı anın subjektif düşüncesinden vazgeçilmeli, tarafsız bakış açısıyla birey eşittir toplum görüşüyle hareket edilmelidir.
Asal sorunun üzerine gidilmediği, çözüm yolları aranmadığı sürece, bu asal sorun kendisiyle aynı ya da farklı dallarda yan sorunlar doğurur. Asal sorunu besleyen yan sorunlara odaklanan toplum, yan sorunları çözmek amacıyla yorulacak, gerçek sorundan uzaklaşacaktır. Bugüne kadar görülmüştür ki ara sorunlara bağlı kalan toplumlar, kendilerini bu sorunlara kaptırıp birer asal sorun haline getirmişler ve asıl olan ana sorunu akıllarından çıkarmışlardır. Bu toplum durumunun bir kısır döngüye girmesine sebep olacaktır.
Toplumların ve toplum mimarlarının bilhassa üzerinde durması gereken asal sorun ise; ana sorununun nedenlerinin unutulup, asal sorunun doğurduklarına yönelmelidir. Toplum olmanın ve toplum sorunları çözümünün anahtar noktası ise yukarıda belirtilen toplumsal sorun çözme bilincinden ve profesyonel bireylerden geçmektedir.
o kadar fazla yan sorun var ve bu yan sorunlarla o kadar uzun süredir boğuşuyoruz ki birisi asal sorun nedir bu toplumda dese cevap veremeyiz