Camcılık binlerce yıldır süre gelen bir mesleğin yanı sıra
sanat olarak da icra edilmektedir. Camın şekillendirilmesi, kararlı ve yaratıcı
bir şekilde sunulması ancak ve ancak sanatçıların düşüncelerinin dışarıya
yansımasıyla gerçekleşmektedir.
Camcılığın ilk olarak Fenike kıyılarında yapılmaya
başlandığı ve dünyanın dört bir yanına ulaştığı tarihçilerin ittifakla kabul
ettikleri gerçeklerin başında yer almaktadır.
Türk camcılık tarihi ise kaynaklarda Selçuklular zamanında
rastlanıldığı ortaya çıkmıştır. Bir başka deyişle Selçukluların Cam sanatı ile uğraştıkları
bilinmekteydi. Yine 19. yüzyıldan itibaren camcılık sanatı ilerleme göstermiş
özellikle de İstanbul’da açılan atölyeler sayesinde büyük mesafeler kat
etmiÅŸtir.
İstanbul’da kurulan bu imalathanelerin yaptıkları eserler
arasında bulunan Çeşmibülbüller nedeniyle geleneksel sanayi alanlarının
geliştirilmesi için yapılan çalışmaların önemli etkisi olmuştur.
Çeşm-i bülbül (Bülbülün gözü), 18.yüzyılın sonunda
III.Selim'in Mevlevi dervişi Mehmet Dede'yi cam tekniklerini öğrenmek için
Venedik'e göndermesi sonucunda ortaya çıkmış bir cam işleme sanatıdır. Bu sanat normal cam yapımından farklı olarak
icra edilmekteydi. Beyaz ve renkli çizgileri oluşturan çubuklar aynı zamanda
çeşitli renklerde olabilmekteydi. Fakat çoğunlukla bu sanatın ağırlıklı tonları
mavi ve beyazdı.
Cam tarih boyunca sürekli olarak önemli bir madde olmuştur.
ÅžiÅŸeden pencereye, otomobilden optiÄŸe, bilgisayardan uzay teknolojilerine kadar
birçok alanda kullanılan bir madde olması camın önemini ve işlevini artırmış,
zaman içerisin de büyük değişimler göstererek ihtiyaç oranında kullanılmıştır.
Ayrıca çevreye zarar vermemesi, geri dönüşüm yoluyla birçok alanda
kullanılabilmesi gibi etmenler de camların her alanda sıklıkla kullanılmasını
sağlamıştır.
Bu öneme binaen Türkiye’de zaman içerisinde cam ve camcılık mesleği çok daha
fazla gelişme sağlamış ve aynı zamanda büyük bir istihdam kapısı oluşmasına
vesile olmuÅŸtur.
Her alanda olduğu gibi bu alanda da nitelikli meslek elemanlarına her zaman
ihtiyaç duyulmaktadır. Öyle ki camcılık mesleği ile ilgili bilgi, tecrübe ve
eğitimi olan kimseler yalnızca Türkiye’de değil dünyanın her hangi bir yerinde
de rahatlıkla iş bulabilir konuma gelmiştir.
Her ne kadar günümüzde teknolojik anlamda üretimler yapılsa da
geleneksel ürünlerde ortaya çıkıyor ve bu ürünler geleneksel el sanatlarımızı
oluÅŸturuyor.
Geleneksel cam ürünleri, üfleme yöntemiyle yapılır. Camda
ikincil işlemler denilen cam indirme, vitray gibi süsleme teknikleri de el
emeği gerektirir. El sanatı sayılan bu cam ürünlerinin üretiminde de, nitelikli
elemanlara her zaman ihtiyaç vardır.
Camcılık alanının altında;
Kısaca söylemek gerekirse camcılık her dönem önemli bir
konumda olmuş, bu işi yapan ustalar halkın gözünde yüksek bir mertebeye
ulaşmıştır. Evlerimizin her köşesini süsleyen cam ürünleri bin bir türlü
meşekatin çekilmesiyle ortaya çıkmış ve süsleme sanatının önemli bir kolunu
oluşturmayı başarmıştır.