1981’de
İtalya’da dünyaya gelen Antonio Gramsci hem bir toplumbilimci hem de
siyasetçidir. Siyasi sebeplerle Mussolini zamanında hapsedilmiş, bu dönemde Hapishane
Notları adlı en bilinen eserini yazmıştır. Ortodoks Marksizmine ait birtakım
fikirleri eleştirmiştir. Özellikle de kapitalizmin bir gün son bulacağıyla ve
ekonomik determinizmle ilgili görüşlere karşı çıkmıştır. Batı Marksizminin öncülüğünü
yapan düşünürlerdendir.
Gramsci’nin
toplumbilimine kattığı en önemli kavram hegemonyadır.
Hegemonya, toplumda yönetenlerin yönetilenlere kültürel anlamda önderlik
etmesidir. Kültürel bir önderlik olduğu için baskı ve şiddete dayanmaz.
Yönetenlerin sahip olduğu bir dünya görüşü, bir ideoloji vardır ve bunları
yönetilenlere dayatmaya çalışır. Dayatırken de onlara baskı yöntemlerini uygulamadığı
için kendi istekleri doğrultusunda onlardan dayanak alır. Bu nedenle de
sosyalist bir devrim yaşanması için bu devrimi sadece ekonomik nedenlere
bağlamak yanlış olacaktır. Yani egemen sınıf sadece üretim araçlarına sahip
olarak ilerlemez aynı zamanda ideolojik anlamda bir denetim kurarak
hegemonyasını sağlar. Bunu da aile, okul gibi toplumun temel kurumları
aracılığıyla yapar. Kurallarını kanunlar koyarak, polis gibi görevlilerle
empoze etmeye çalışsa da aslında egemenliğini ideolojisini benimsettiği toplum
kanalıyla kurar. İşçi sınıfının başarılı olması isteniyorsa ideoloji ve kültür
meselelerinde de ilerleme kaydedilmelidir. Gramsci, praksis felsefesini
kullanarak işçi sınıfının ortak gayretiyle sömürüye karşı direnişini ifade
eder.
Gramsci’ye
göre aydınların görevi daha çok
çalışarak bilgiyi çoğaltmaktır. Aydınlar, hegemonya ile toplum arasında bir
köprü kurarak örgütleme işi yapar. Aydınlar hem halkın geleneklerini hem de hâkim
olan güçlerin menfaatlerini ifade eder. İki tür aydın vardır: Organik aydın
ve geleneksel aydın. Organik aydınlar yöneten, egemen sınıfın içinde yer
alır. Toplumun üretim mekanizmasında oluşan değişikliklere meşruluk
kazandırırlar. Geleneksel aydınlar ise egemen sınıfın dışında kalarak
geleneklerini koruyan hem sınıflar arasında hem de geçmiş ve bugün arasında bir
köprü kurarlar. Gramsci aydınları hiyerarşik konumlara göre de
sınıflandırmıştır. Bir ideoloji üreten yaratıcı aydınlar en başta
bulunur. Egemen sınıfların varlığını sürdürmesini sağlayan oganize edici
aydınlar orta basamakta yer alır. İdari aydınlar ise en alt
basamakta yer alır, hegemonyanın kültür ve değerlerini yayar.