Ralf Dahrendorf 1929 yılında Hamburg’da dünyaya gelmiştir. Felsefe, filoloji ve sosyoloji alanlarında eğitim almıştır. Alman Parlamentosu’na girerek ve İngiliz Lordlar Kamarası’na üye olarak siyasete de atılmıştır. Sosyoloji alanında yaptığı çalışmalar genel olarak toplumsal çözümlemelerin prensipleri ve çatışmayı ortaya çıkaran nedenler üzerinedir. En bilinen eserleri Sanayi Toplumunda Sınıf ve Sınıf Çatışması, Almanya’da Toplum ve Demokrasi, Yeni Özgürlük, Yaşam Şansları, Modern Sosyal Çatışma’dır.
Dahrendorf, Marx’ın görüşlerini incelemiş, bu görüşlere hak verse de değişen toplum yapısı sebebiyle günümüze uyarlanamayacağını, çatışmanın temellerini açıklayamayacağını savunmuştur. Marx’ın kutuplaşacağına inandığı sınıfların bulunduğu kapitalist toplumun yerine bölünen, parçalanan sınıfların bulunduğu postkapitalist bir toplumun oluşmaya başladığından bahsetmiştir. Marx’ın zamanında burjuva, üretim araçlarının mülkiyeti ve kontrolüne sahipken günümüzde şirket sahipleri yönetim işini uzman yöneticilere bırakmışlardır. Yani şirketlerin büyümesiyle mülkiyet ve kontrol birbirinden ayrışmaya başlamıştır. Ayrıca makineleşmeyle birlikte işçi sınıfı da kendi içinde ayrışmaya başlamıştır. Farklı seviyelerde bulunan işçiler kailife, yarı kalifiye ve kalifiyesiz olmak üzere ayrışmıştır.
Dahrendorf, Marx’ın görüşlerini eleştirirken yeni bir orta sınıfa değinmiştir. Mills’in de bahsettiği beyaz yakalılardan söz eder ve bu grubun toplum içerisindeki gelişiminin önemli bir tarihsel gelişme olduğunu öne sürer. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması toplumsal hareketliliği arttırmış, toplumsal eşitsizlikler de sağlanan haklarla azalmıştır.
Bütün bu toplumsal değişmeler sebebiyle Dahrendorf çatışmanın nedenlerinin de değiştiğini savunmuştur. Eskiden üretim araçlarına sahip olmak önemliyken günümüzde otoriteye sahip olmak önem kazanmıştır. Otoriteye sahip olan kişiler konumlarını toplumsal normlardan almaktadır. Yani verilen yetkiler kişiye yönelik değil sahip olunan konumlara yöneliktir bu nedenle yetki sahibi olanların diğerleri üzerinde kişisel güç kullanması yasal değildir. Otorite sahibi olanların diğer çalışanlar üzerinde karar ve kontrol gibi işlevleri bulunmaktadır. Çalışanlar bu kurallara uymak zorundadır. Dahrendorf’un bahsettiği postkapitalist toplumda otorite sahibi olanlarla olmayanlar arasında bir güç mücadelesi yaşanmakta, bir taraf kendi gücünü muhafaza etmeye çalışırken diğer taraf bu güce direnip var olan durumu değiştirmeye çalışmaktadır.
Dahrendorf otoriteyi açıklarken yarı gruplar, çıkar grupları ve çatışma grupları kavramlarından bahseder. Otorite sahibi olanlarla olmayanlar arasında her zaman bir çatışma söz konusudur eğer bu çatışma gizil çıkarlar olarak ortaya çıkmışsa yarı gruplar, gizil çıkarlar açık amaçlara dönüşerek ortaya çıkmaya başlamışsa çıkar gruplarıdır. Çatışma gruplarıysa çıkar gruplarından doğar. Birey birden çok grupta bulunabilmekte ve her grupta birden farklı konumda yer alabilmektedir.
Dahrendorf’a göre toplumda sürekli olarak yaşanan çatışmanın olumlu işlevleri vardır. Çatışma toplumu bir arada tutmakta ve demokrasinin kötüye kullanılmasını engellemektedir. Bu nedenle çatışmacılık, yapısal işlevselcilikten ayrı bir kuram olmaktan çok onu tamamlayan bir özelliktedir.