TALCOTT PARSONS
1902’de Amerika’da dünyaya gelen
Talcott Parsons yapısal işlevselciliğin kurucusu olarak kabul edilir. 1931’den
1979 yılına kadar Harvard Üniversitesi’nde sosyoloji dersleri vermiştir.
150’den fazla eseri bulunan Parsons’ın ölümünden sonra, birçok öğrencisi
teorilerini geliştirmeye çalışmıştır.
Parsons,
sosyoloji alanındaki birçok önemli ismin görüşlerinin bireşimiyle toplumdan
bireye kendi sisteminin kuramını oluşturmaya çalışmıştır. İşlevselcilik
kavramının kaynağı Parsons değildir fakat bu sözcüğe yapısalcı bir anlam
koyarak yeni bir boyut kazandırır. Ona göre toplum canlı bir yapıdır.
İşlevselci anlayışa göre, çevremiz sürekli bir değişim içerisindedir ve toplum
da bu değişime uyum sağlamaya çalışır. Parsons bu anlayışa, toplumda birbiriyle
ilişkili ve bağımsız alt sistemleri eklemiştir.
Parsons’ın çalışmaları
genel olarak üç evrede ele alınır:
1)
Toplumsal Eylem
2)
Yapısal İşlevselcilik
3)
Genel Sistem
Kuramı
Toplumsal Eylem
Parsons bu evrede özellikle Marshall, Weber, Pareto ve
Durkheim’den etkilenerek onların düşüncelerinden bir bütün oluşturmaya
çalışmıştır. Ona göre eylemler insanların davranışlarından türer ve bu
davranışların eyleme dönüşmesi için amaçlı olması, toplumsal değerlere uygun
olması, gerçekleşmesi için bir çaba sarf edilmesi gerekir.
Parsons, toplumda yeri olan ve toplum tarafından belirlenen
rolleri yerine getiren bir ‘aktör’ kavramından bahseder. Aktörler birbiriyle
ilişki içerisindedir ve aktörün eylemleri ‘motivasyon ve değer’ yönelimlidir. Yani
eğer aktör eylemlerini gerçekleştirirken ihtiyaçlarını göz önünde
bulunduruyorsa motivasyonel, toplumsal değerleri göz önünde bulunduruyorsa
değer yönelimdedir.
Yapısal İşlevselcilik
Parsons bu evrede ise daha çok Durkheim’in işlevselciliği ve
Pareto’nun sistem anlayışından etkilenmiştir. Sosyal sistem diğer sistemlerle
uyumlu olmalı, onlardan destek görmeli ve aktörlerin birçok ihtiyacını
karşılamalıdır. Ayrıca bu sistem içerisindeki bireyler katılımcı olmalı, toplumsal
değerlere aykırı herhangi bir davranışa karşı kontrollü olmalıdır. Yani genel
anlamda sosyal sistemler denge içerisinde olmalıdır.
Parsons sosyal
sistem için kalıp değişkenler adını verdiği bir araç geliştirmiştir. Kalıp
değişkenler aktörlerin karşılaştığı ikilemlerden oluşmaktadır. Bu ikilemler:
a) Yaygınlık – Belirlilik: Kişiler arasında yaygın bir beklenti (anne-çocuk ilişkisi) mi
belirgin bir beklenti (doktor-hasta ilişkisi) mi vardır?
b) Nitelik – Performans: Aktörler kendi başarılarına göre mi değerlendirilirler, sahip
olduğu niteliklere göre mi?
c) Duygusallık – Duyusal yansızlık: Aktör eylemlerinde duygularına yer verir mi vermez mi?
d) Topluluğa yönelim – Bireysel yönelim: Aktörün eylemleri kişisel çıkarlarını mı göz önünde
bulundurur, kolektif çıkarları mı?
e) Evrensellik – Özgüllük: Yapılan değerlendirmeler evrensel standartlara göre midir, bireysel standartlara göre mi?
Genel Sistem Kuramı