Bir toplumu toplum yapan en önemli etkenlerden ve ortak kültürlerden biri dildir. Toplum içerisinde yaşayan insanları ortak zeminde buluşturan, ulusal bir birlikteliği sağlayan dil, kültür ilişkisi toplum olmanın temel çekirdekleridir. Yüzyıllar içerisinde oluşan toplum, kültürlerini, çatısı altında barındırdığı farklı yan kültürlerden ve bu kültürlerin birleşip genel bir ana kültür ortaya çıkarmasıyla oluşmaktadır.
O toplumun örf, adet, gelenek ve görenekleri de kültürün oluşumuna doğrudan etkilidir. Toplum kültürü oluştururken, kültür de toplumu yansıtır. Dil, kültürün yanında her ne kadar simgesel bir varlık gibi gözükse de bir toplumun kültürünü tanımak için önce dilinin öğrenilmesi gerekir. Toplumun genel bilinci ve toplum düşüncesi dille var olur, insan dili, sözcükleri olmadan düşünemez. Dil toplumdan, toplum ise dilinden soyutlanamaz, birbirine zorunlulukla bağlı varlıklardır.
Toplumun devam etmesinde kültür ne kadar önemliyse, dil de kültürü sonraki çağlara taşıması açısından bir o kadar önem taşır. Kültürünü gelecek çağlara aktaramayan toplumlar yıkılmaya, dağılmaya yüz tutacaktır. Bu da ancak dille sağlanabilir. Dilin kültürü taşıyabilmesi ve aktarabilmesi için sürekli gelişip, kendini güncelliğe göre yenilemesi gerekmektedir. Oluşan döngüyle kültürün de dili geliştirmesi, kendini güncelleyip, geliştirmesi ve kültür yozlaşmasından, kültür emperyalizminden koruması gerekmektedir.
Toplumun kültür ve dil senkronunun yakalanmasının yanında, kültür ve dille beraber ortak bir toplum düşüncesinin de oluşması gerekmektedir. Toplumsal düşünce, o toplumun ihtiyaçlarından ve bu ihtiyaçların karşılanma gereğinden ortaya çıkar. Bu düşünceler, sosyolojik hayatta önemli bir yeri kaplar ve önemli bir işleve sahiptir. Kültürün gelecek kuşaklara aktarılmasını, kalitesini, sürekli var olmasını, gereksinimlerden doğan bu toplumsal düşünceler sağlayabilir.
Bir toplumun mimarları denilen , toplum düşüncesinin üst kısmındaki sınıf düşünceleriyle topluma yön verir. Bu şekilde toplumun iyiye veya kötüye gitmesi bu egemen olan kesimin yönlendirilmesiyle oluşur. Bir toplum gelişmesindeki en büyük etken sanattır ve toplumu şekillendirecekler de sanatçılardır. Bir toplumun dilinin, kültürünün gelişmesi de o toplumun üretkenlik seviyesiyle ortaya çıkar.
Toplumu ileriye, çağdaşlığa taşıyacak sanatçılar, düşünceler üretmeyen, üretenlere destek çıkmayan toplumların bir organı eksik kalacaktır. Toplumum gelecek kuşaklara erişmesi ancak; birbiriyle bağlantılı olan kültür,dil, sanat ve toplumsal düşüncenin yeterli seviyede değer görmesiyle sağlanabilir ve ideal topluma ulaşılabilir.