Bu güne
kadar yazdığımız Neolitik Çağ yazılarında Türkiye’nin kuzeybatı kesiminden yani
bugünkü Marmara Bölgesi’nden hiç söz etmemiştik. En son İstanbul’daki Yarım
Burgaz mağarasında ele geçen buluntulardan söz ettik. Şimdi ise, Neolitik
Dönemin sonlarına doğru, yani Geç
Neolitik Çağ’da Marmara Bölgesi’nin
yeniden gerçek anlamda iskan
edildiğini söyleyebiliriz.
Bu yerleşim yerlerinin en büyük özelliği, Avrupa ile Anadolu arasında olan konumlarıydı. Bu nedenle burada yaşayan insanların karışık bir halk yapısına sahip olduğu düşünülmektedir. Bu dönemin en tanındık yerleşim yeri ise, İstanbul – Kadıköy’de bulunan Fikirtepe Höyüğüdür.
Fikirtepe Kültürü
Fikirtepe
yerleşmesi, daha sonra Marmara’da bulunan ve hemen hemen aynı karakteristik
yapıyı gösteren diğer höyüklere de ismini vermesi açısından son derece
önemlidir. Anadolu’daki çağdaşlarında taş temelli kerpiçten yapılar hakimken, Fikirtepe Höyük’te ve Fikirtepe Kültürü’nün hakim olduğu
diğer tüm höyüklerde evler, en azından belirli bir yapı katmanına kadar ahşaptan yapılmaktaydı. Bu da Anadolu’da
bulunan Höyükler’in uzunluk olarak 30 metrelerin üstüne çıkmasına neden
olurken, Fikirtepe Kültürünün hüküm sürdüğü höyüklerin 6 – 8 metre arasında
kalmalarına neden olmuştur.
Çoğu
zaman höyük olup olmadığı anlaşılmayan bu küçük tepecikler, sadece iyi eğitimli
arkeologlar tarafından tespit edilebilmektedir. Boyutları dolayısıyla diğer
kültürlerden keskin hatlar ile ayrılan bu kültür, oldukça geniş bir alana
yayılmıştır. Bursa’da bulunan Ilıpınar
ve Menteşe Höyük bu kültüre ait en
önemli yerleşim yerlerinden ikisidir. Bunlardan Ilıpınar’ın kazıları
Hollandalılar tarafından yapılmış ve sonuçlandırılmıştır.
Bu
kültüre sahip olan yerleşimciler eski alışkanlıkları devam ettiriyordu. Avcılık
ve toplayıcılık halen önemli bir ekonomik uğraştı. Bununla birlikte su
ürünlerine olan bağlılıkları dikkat çekmektedir. Bununla birlikte Anadolu
içlerinden çanak çömlek yapımını, hayvan evcilleştirmeyi, tarım yapmayı
öğrendikleri görülür.
Fikirtepe
Kültürüne bağlı yerleşimlerde, Anadolu’dakinden oldukça farklı seramik kültürü
görülür. Genellikle kaba görünümlü olan bu kaplar, koyu kurşuni bir renk ile
açkılanmıştır. Bu kapların üzerleri genellikle kazıma çizgiler ile ya da
noktalarla bezenmiştir. Çoğunun iç tarafı beyaz bir macunla doldurulmuştur. Bir
oturağı anımsatan dört köşeli kaplar, Fikir Tepe’nin karakteristiğidir ve başka
yerde görülmez.
Bu
kültüre ait mimari dediğim gibi Anadolu’ya göre oldukça değişiktir. İlk
başlarda sadece ahşaptan yapılan küçük kulübelerden ibaret olan mimari daha
sonra ahşap – çamur karışımı yapı malzemesine dönmüştür. Bu yerleşimlerin ancak
son yapı katında kerpiç malzeme karşımıza çıkmaktadır. Hatta Ilıpınar Höyük’te ikinci katın
çıkıldığı bile görülür.
Bu da bugünkü Marmara Bölgesi’nde yaşayan insanların Neolitik Döneme geç girdiği ancak Avrupa ile Anadolu arasındaki özel konumlarından dolayı buradaki halklar ile etkileşim içerisinde bulunarak hızlı bir şekilde geliştiği görülür.