Kelepçenin kelime anlamının yanında sembolik olarak da ne anlama geldiğini bilmeyen yoktur. Bazen şarkılarda duyduğumuz şekliyle, bazen bileklerdeki haliyle hafızalarımızda yer alan metal, zaman içerisinde farklı malzemelerle aynı amaç doğrultusunda kullanıldı. Yakın zamanda insan hakları vs. gerekçelerle uygulamadan kaldırılmak istense de, bu kez daha farklı şekliyle yeniden gündemde.
Tutuklu ve hükümlü sayısının, ceza ve tevkif evlerinin kapasitesinin üstüne çıkmasıyla alternatif ceza infaz modelleri geliştirilmesi zorunluluğu doğdu. Filmlerdeki uygulama ülkemizde de hayata geçirilme aşamasında. Peki, nedir bu elektronik kelepçe (veya pranga)?
Adalet Bakanlığı ve Ceza infaz kurumlarının çözüm arayışları çerçevesinde, müşterek çalışmalar neticesinde geliştirilen sistemle, kurumlardaki doluluğun azaltılması hususu başta olmak üzere; bir çok fayda sağlayacağı da bir gerçek. Denetimli serbestlik esasına dayanan düşünce, ciddiyet ve ehemmiyetle uygulandığında;
– Takip kolaylığı,
– Denetleme ve ulaşılabilirlik,
– Kanunlara ve hayatın olağan akışına uygun nitelikte ıslah,
– Tutuklu ve hükümlü kıstaslarının ayrımının gereği olarak (gerek fiziksel, gerek ruhsal) özgürlüğü kısıtlayıcılığa uygunluk,
– Kişi hayatına kaldığı yerden devam edebileceği gibi, bu kapsamda önemli ekonomik ve sosyal getirilerle kolaylık sağlayacak.
Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin Bakanlıklara, dolayısıyla Hazineye maliyeti çok yüksek. Devletçe ve milletçe bu külfetin altında kalmak, maalesef düşündürücü ve üzücü. Uygulamanın, bu yükü azaltacağı kanaatiyle, yerli sermaye ve yerli üretimden istifade edilmesini ümidetmekteyim. Bilgisayar vb. dijital ortamda, araçlarda ve mobil telefonlarda yaygın olarak kullanılan GPS-GPRS sistemi temeline dayanan, ilgili kurumun kontrolünde olacak uygulamanın tutukluların genelini kapsayacak şekilde genişletilmesi ve daha işler hale getirilmesi gerekir.
Tutukluluk kapsamlı bir konu olmakla birlikte, sık rastlanır bir durum olduğundan özetle değinmekte fayda görüyorum. Tutuklulukla ilgili hukuki yorumlara nezdinde genel kanı şu yöndedir:
Sanığın suçu işlediğine ilişkin güçlü suç şüphesi yoksa, suçun ağırlığı önem taşımamakta ve yargılamanın tutuksuz yapılması gerekmektedir. Şüpheli veya sanığın suçu işlediğine ilişkin aleyhinde güçlü suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması ise, tutuklamayı zorunlu kılmamaktadır. Yalnızca güçlü olgular tutuklama kararının verilmesine yetmemekte, diğer koşullar ile nedenlerden en az birisinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Kişinin hakkında verilecek hükmün, kesinleşmesine kadar suçsuz olduğu asıldır ve tutuklamanın geçici bir önlem olması sebebiyle de, yargılamanın tutuksuz yapılması esastır.
Tutuklama bir ceza olmayıp , bir koruma tedbiridir. Yani eski zamanlarda olduğu gibi amaç değil , günümüzde araçtır. Çünkü muhakeme sonunda verilebilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın yerine getirilebilmesini sağlamaya yönelik geçici nitelikte olan bir Ceza Muhakemesi Hukuku kurumudur. bu kurumdan ne suçlu yararlanmalı ne de masum zarar görmelidir. Bu durum hakimlerin tutuklama yetkilerini kullanırken ne denli özen göstermeleri ve kişinin özgür olmaktaki çıkarı ile toplumun suç işlediğinden kuşku duyulan kişinin el altında tutulmasındaki çıkarını ne denli iyi dengelemeleri gereğini açıkça ortaya koymaktadır.
Tutukluluk sürelerini sınırlayan Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. maddesinin 31 Aralık 2010 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesiyle tahliye edilen tutukluların niceliği ve niteliği uygulamadaki sorunların ve çözümsüzlüğünün en net göstergesi…
Sosyal ve toplumsal sorumluluk bilinci ve vicdani kanaat gereği, adalete ve muhakemeye olan güvenin artırılması, teknik gelişmelere paralel yeni düzenlemelerle çağa ve ihtiyaca uygun güncel uygulamaların hayata geçirilmesi zorunludur. İhmallerin doğurduğu ve doğuracağı sonuçlar açıktır.
HERKESİN POLİSİ-SAVCISI-HAKİMİ KENDİ VİCDANIDIR! Vicdanlardaki hürriyetin tüm topluma hâkim olmasını dilerim.
Av. Onur Kemer
Benim gibi sıkı bir House takipçisi olanlar bilir, House da bir süre elektronik kelepçeyle gezmişti. Ben ilk kez bu dizide öğrendim bu yöntemi ve hayran kaldım. Gerçekten iyi bir yöntem, tabii çok çok iyi bir sistem kurulmalı, sonuçta her hükümlüye uygulanabilecek bir yöntem olamaz bu, Türkiye kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insanlarla dolu