Birinci Balkan Savaşı, 8 Ekim 1912 günü Osmanlı Devleti Trablusgarp'ta İtalyanlarla mücadele ettiği sırada başlamıştı. Osmanlı Devleti'nin savaşa hazırlıksız yakalanması ve ordu içindeki düzensizlikler yenilgiyi beraberinde getirmiş; savaş 30 Mayıs 1913'de Balkan devletlerinin üstünlüğüyle sona ermişti.
LONDRA ANTLAÅžMASI
Birinci Balkan Savaşı'nın ardından Londra Antlaşması imzalandı. Antlaşmanın maddeleri şunlardı:
Bulgaristan; Kavala ve Dedeağaç ile birlikte tüm Rumeli topraklarını sınırlarına katacak.
Yunanistan; Girit, Selanik ve Makedonya'nın güneyini alacak.
Sırbistan; Makedonya'nın orta kesimleri ile kuzey kesimlerini hakimiyetine alacak.
Osmanlı Devleti, Arnavutluk ve Ege Adaları'nın akıbetinin belirlenmesini büyük devletlerin insiyatifine bırakacak.
Osmanlı Devleti'nin batı sınırı Midye-Enez çizgisi olacak.
Londra
Antlaşması'nın maddeleri Osmanlı Devleti açısından büyük
kayıpları içeriyordu. Osmanlı Devleti, Türk nüfusunun yoğun
olarak yaşadığı Makedonya ile Arnavutluk gibi
yerleri de kaybediyordu.
BÖLÜŞÜM SORUNU ORTAYA ÇIKIYOR
Londra Antlaşması, Balkan devletleri arasında anlaşmazlıklara sebep oldu. Çünkü antlaşma sonucunda Balkan devletlerinin elde ettiği toprak miktarları arasında büyük dengesizlikler mevcuttu. Bu da "bölüşüm sorunu"nu beraberinde getirdi. Antlaşmadan en fazla toprak elde eden ülke Bulgaristan'dı. Elde ettiği topraklar neticesinde sınırlarını Ege Denizi'ne kadar genişletmişti. Bulgarların genişleyen sınırlarından Yunanistan ile Sırbistan hiç hoşnut değildi.
BULGARÄ°STAN'IN ANÄ° SALDIRISI
Yunanistan
ile Sırbistan arasındaki ittifak 10
Temmuz 1913 günü
Romanya ile Karadağ'ın da katılmasıyla genişledi. Artık kadro
tamamlanmış; sıra saldırı için hazırlıklara gelmişti. Ancak
Bulgarlar bu ittifaktan ve saldırı hazırlığından haberdardı.
Dört ülkenin daha fazla hazırlık yapmasına engel olmak için 29
Haziran 1913 günü
Yunanistan ile Sırbistan'a ani bir çıkarma yaptı.
Bulgaristan
bu ani çıkarmadan beklediği sonuçları alamadı ve hızla geri
çekilmeye başladı. Önemli bir kayıp da verdi: Yunanistan
Kavala'yı ele geçirdi. Cephe de hızla genişliyordu. Bulgaristan
için işler hiç iyi gitmiyordu.
Bu
sırada fırsatı değerlendirmek isteyen Romanya ile Osmanlı
Devleti de savaşa katıldı. Romanya Dobruca'yı kontrolü altına
aldı. 20
Temmuz'da Enver
Paşa komutasındaki
birlikler Edirne ve Kırklareli üzerine bir harekat düzenledi ve 25
Temmuz'da iki şehir yeniden alındı. Osmanlı ordusu ilerleyişini sürdürebilecek
durumdaydı, ancak birtakım ülkeler buna müsaade etmedi.
Hızla eriyen Bulgaristan 31 Temmuz 1913'de barış talebinde bulundu. Diğer ülkelerin barış talebini kabul etmesiyle de barış antlaşmaları imzalandı.
BÃœKREÅž ANTLAÅžMASI
Bükreş Antlaşması, 10 Ağustos 1913'de Bulgaristan ile Balkan devletleri arasında imzalandı. Antlaşma sonucunda Romanya Dobruca, Silistre ve Tutrakan'ı; Yunanistan Kavala'yı; Sırbistan Üsküp, Manastır, Piriştine ve İştip'i; Karadağ da Cakova ve Plevliya'yı topraklarına kattı.
Ä°STANBUL ANTLAÅžMASI
İstanbul Antlaşması, 29 Eylül 1913 günü Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında imzalandı. Antlaşmanın maddeleri şunlardı:
1. İki devlet arasındaki sınır Meriç Nehri olacaktır.
2. Edirne, Kırklareli ve Dimetoka Osmanlı Devleti'ne bırakılacaktır.
3. Bulgaristan'da yaşayan Türklere ayrımcılık yapılmayacak.
4. Bulgaristan'da yaşan Türkler istedikleri taktirde dört yıl içerisinde Türkiye'ye göç edebilecektir.
5. Bulgaristan'da yaşayan Türklere mülkiyet hakkı verilecektir.
ATÄ°NA ANTLAÅžMASI
Atina Antlaşması, 14 Kasım 1913 günü Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında yapıldı. Bu antlaşma şu maddeleri içeriyordu:
1. Selanik, Girit ve Yanya Yunanistan'a ait olacaktır.
2. Ege Adaları'nın akıbeti büyük devletlerin vereceği karara bırakılacaktır.
Antlaşmanın ikinci maddesince büyük devletler 14 Şubat 1914'de görüşlerini Osmanlı Devleti'ne ilettiler. Buna göre Meis Adası dışındaki Oniki Ada İtalya'ya, Gökçeada ve Bozcaada dışındaki tüm Ege Adaları da Yunanistan'a bırakılıyordu.
Ä°STANBUL ANTLAÅžMASI
İstanbul Antlaşması, 13 Mart 1914'de Osmanlı Devleti ile Sırbistan arasında imzalandı. İki devlet arasında bir sınır söz konusu olmadığı için sadece Sırbistan'daki Türklerin haklarıyla ilgili kararlar alındı.